Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2012 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Müjdeler olsun sana
26.10.2012

Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) rivâyet eder: Birgün gördüm ki Server-i Enbiyâ (sallallahü aleyhi ve sellem) hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk (radıyallahü anh) ile müsâfehâ etti.
Sonra kendisine;
"Müjdeler olsun sana yâ Ebâ Bekr. Hak Sübhânehü ve teâlâ, bütün mahlûklara umûmî olarak, sana ise husûsî olarak tecellî eder" buyurdu.
Hazret-i Sıddîk der ki:
Câhiliyye zamanında bir gün, bir büyük ağacın altında otururken, bir dal başıma doğru eğildi.
Bir ses geldi.
Kulak verdim.
Dinledim ki: "Yakın zamanda, Benî Hâşim'den, Abdülmuttalib oğullarından Muhammed adlı bir Peygamber zuhûr etse gerektir. Böyle büyük ve şanlı Peygamber gelmemiştir ve gelmiyecektir. Hâtem-ül-Enbiyâ'dır. Sen herkesten evvel Onun dînine gireceksin. Ona senden yakın kimse olmıyacak" diyordu.
Ben bunu işittim.
Ve cevap verip;
"O Peygamber meydana çıktığı vakit bana haber ver" dedim.
O ağaçla anlaştık.
Ne zaman ki Fahr-i âlem (sallallahü aleyhi ve sellem) hazretlerine Peygamber olduğu bildirildi.
Ağaçtan ses geldi.
Merakla dinledim.
"Ey Ebû Kuhâfe'nin oğlu! Müjdeler olsun sana, o Peygamber zuhûr etti. Hazır ol, gayret eyle ki, herkesten önce Onun dînine sen giresin" diyordu.
Sabahleyin kalktım.
Heyecanla çıktım.
Fahr-i âlem hazretlerinin bastığı toprağa yüz sürmek niyyeti ile gidiyordum ki, Sultân-ı Enbiyâ ile karşılaştık. Ve herkesten önce Ona îmân getirdim.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı