(Dünden devam)
Hazret-i Ebû Bekr (radıyallahü anh) Hazret-i Bilâl'i taşın altından kurtarıp ve elinden tutup doğruca Habîb-i Ekrem'in huzûr-ı âlilerine getirdi ve;
"Yâ Resûlallah! Bilâl'i Allahü teâlâ aşkına ve sizin şerefinize âzâd ettim" dedi.
O Server sevindi.
Ona çok düâ etti.
O anda hazret-i Cibrîl gelip, hazret-i Ebû Bekr hakkında, meâl-i şerîfi; "Malını Allah yolunda hayrâta sarf eder" olan âyet-i kerîmeleri getirdi.

ÎMÂNLAR TARTILSA…

Bir gün Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki, "Ebû Bekr'in îmânı diğer müminlerin îmânı ile ölçülse, Ebû Bekr'in îmânı ağır gelir"
Rivâyet edilir ki:
Yine Efendimiz;
"Rüyamda gördüm ki, kıyâmet kopmuş. Mahşerde terâzî kurulmuş. Bütün müminlerin îmânı tartıldı. Ebû Bekr'in îmânı cümle ümmetin îmânından ağır geldi"

O BENDEN RÂZI MIDIR?

Cebrâîl aleyhisselâm dedi ki: "Yâ Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)! Hak Sübhânehü ve teâlâ sana selâm eder ve buyurur ki:
"Ebû Bekr kuluma benden selâm söyle ve Ona sor ki, bu fakîr hâliyle benden râzımıdır?"
Efendimiz Onu çağırdı.
Gelince bunu söyledi.
O bunu işitip inledi.
Feryâd ederek;
"Ebû Bekr kimdir ki, kim oluyor ki, Rabbimden râzı olmıyayım. Ben herşeyi yaratan Rabbimden râzıyım, râzıyım, razıyım!" dedi.