(Dünden devam)
Ümmü Eymen, Resulullah'ın emriyle Hazret-i Ali'ye gidip "Resulullah seni çağırıyor" dedi. Hazret-i Ali "Başüstüne" deyip hane-i seadete koştu.
İzin alıp içeri girdi.
Başını eğip oturdu.
Gayetle mahcuptu.
Efendimiz (aleyhisselam) Ona sevgi ve muhabbetle bakıp, "Yâ Ali! Zevceni ister misin?" diye sordular.
● ● ●
Hazret-i Ali "Evet yâ Resulallah! Anam ve babam sana feda olsun" dedi ve başını öne eğdi.
O Server "peki" dedi.
Zevcelere emreyledi.
Hazret-i Fatıma'nın çeyizini hazırlayıp tamam ettiler. Hazret-i Ali'ye de bir miktar para verip "Bununla hurma ve yağ al!" buyurdular.
● ● ●
Hazret-i Ali anlatır:
"Parayı alıp çıktım.
Beş dirhemle hurma, dört dirhemle yağ aldım ve Resulullah Efendimizin huzuruna getirip arz eyledim.
Deriden sofra istedi.
Hurma ile yağı aldı.
İkisini birbirine kattı.
Mübarek eliyle de iyice karıştırıp bir yemek yaptı ve bana dönüp 'Yâ Ali! var, kimi bulursan çağır, gelsinler!' buyurdu.
● ● ●
'Başüstüne' dedim.
Hemen dışarı çıktım.
Gördüğümü çağırdım.
Sonra huzura gelip 'Yâ Resulallah! Halk çoktur' dedim. Resûl-i Ekrem 'Olsun. Onları onar onar içeri al, yemekten yesinler' buyurdu.
Ben de öyle yaptım.
Onar onar geldiler.
Erkek ve kadından tam yedi yüz kimse o yemekten yemiş ve doymuşlardı". (devamı yarın)