Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2013 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Muaviye vefat etmiştir
11.09.2013

(Dünden devam)
Üçüncü gün oldu. Üçüncü kişi geldi ve Hazret-i Muaviye’nin ölüm haberini verdi.
Bunu da Emir-ül müminin Hazret-i Ali’ye iletip:
“Haberin doğruluğunda şüphe kalmadı. Muaviye muhakkak vefat etmiştir” dediler.
Yine iltifat etmeyip:
“Doğru değil” dedi.
İnsanlar şaşırdılar.
Ali bin Ebi Talip (radıyallahü anh), mübarek başını ve yüzünü göstererek “Bundan akan kan buraya bulaşmayınca, Muaviye vefat etmez” buyurdu.
● ● ●
Üç kişi bunu işittiler.
Sonra geri gittiler.
Hazret-i Muaviye’ye ilettiler. Hazret-i Muaviye, kendisinin, Hazret-i Ali’den sonraya kalacağını anladı. Gerçekten de öyle oldu.
● ● ●
Abdullah bin Abbas (radıyallahü anhüma) şöyle rivayet etti.
Habîb-i Ekrem Efendimiz:
“Ben ilmin terazisiyim. Ali o terazinin kefeleridir. Hazret-i Hasan ve Hüseyin ipleridir. Fatıma, kefelerin asıldığı demirdir” buyurdu.
● ● ●
Hazret-i Fatıma der ki:
“Zifaf gecesiydi.
Bir ses duydum.
Kulak verip dinledim.
Ali, yer ile konuşurdu.
Sabahleyin bu hâli Efendimize arz ettim.
Secde-i şükür etti.
Ve bana dönüp:
“Yâ Fatıma! Müjdeler olsun sana ki Hakk teâlâ; zevcine üstünlük verip yeryüzündeki mahlûkların seçilmişlerinden yaptı” buyurdu. ("Menâkıb-ı çihâr yâr-i güzîn" kitabından alınmıştır.)

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı