Kayyum-i Zaman Muhammed Sıbgatullah, Emk beldesinde, o memleketin kadısının evinde misafir bulunuyordu.
O sırada kadı evde yoktu.
Ramazan-ı şerif ayı idi.
Teravih namazı kılınıyordu.
Âniden bir gürültü koptu.
Kavga sesleri geldi.
● ● ●
Bin kişi kadar olduğu tahmin edilen bir kalabalığın, kadının evini yağmaya geldikleri anlaşıldı. Kadının ailesi ve yakınları çok korktular
Şaşırıp kaldılar.
Hatta ağladılar.
● ● ●
O anda o hırçın kalabalık birden durup geri çekilmeye başladılar. Sonra birbirlerine girdiler. Ağlama ve feryat sesleri yükseldi. Çoğunun başı kesilip yere düştü.
Çil yavrusu gibi dağıldılar.
Ortalık yatıştı.
● ● ●
İyi de kimdi bunlar?
Meğer zamanın kadısını çekemiyen fitneci insanlar toplanmış, karışıklık çıkarmak ve Kadı Efendi’ye bir zarar vermek için geliyorlarmış.
Onlardan biri geldi.
Ve şöyle anlattı:
● ● ●
“Biz Kadı Efendi’nin evine yaklaştığımızda, beyaz sakallı, heybetli ve nurani bir zat gördük. Elinde kılıç vardı. Onu her sallayışında onlarca baş yere düşüyordu. Kaçanlar kurtuldu. Gerisi telef oldu.”
● ● ●
Sordular ki:
“Kimdi o zat?.”
“Tanımıyorum” dedi.
Ve tarif etti. Tarife göre o şahsın Kayyum-i Zaman Muhammed Sıbgatullah hazretleri olduğu anlaşıldı. Hâlbuki kendisi o sırada evinde namaz kılıyordu.