Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2014 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Hafız, benden bu kadar
13.06.2014

Osman Bedreddin hazretleri, dokuz yaşında hafız oldu. Meşhur lakabı Hafız’dır. Gençliğinde bütün vakitlerini ilme tahsis etti.
Zahirî ilimleri öğrendi.
Tefsir, fıkıh, hadis.
Bir gün hocası Mehmet Tahir efendi evine çağırdı onu.
Kendisine:
“Hafız! Sana, bütün bildiklerimi öğrettim. Bendeki bilgilerin hepsini aldın. Benden bu kadar. Sana tavsiyem, daha büyük âlim bul, Onun derslerine devam et” dedi.
Hafız Osman ayrılmak istemediyse de “Peki” dedi mecburen.
Elini öpüp ayrıldı medreseden.
İyi de, o büyük âlimi nerede ve nasıl bulacaktı?
Odasında ağlayıp:
“Dertliyim, derdim derin. Derdime derman için sana geldim yâ Mu’în!” diye Rabbine yalvarıyordu.
İşte o, tenha köşesinde kendisini yetiştirecek bir âlim bulması için Rabbine yalvarırken, Hakk teâlâ, onun bu dileğini gönül ehli birine duyurdu.
Ahmed Merami hazretlerine.
Bu zat Buhara’daydı.
Ve evlad-ı Resul idi.
Camide ders verirken duymuştu bu içli yakarışı. Bildiğimiz kulakla değil tabii.
Kalp kulağıyla işitmişti.
O gün bıraktı derleri.
Ve ayrıldı Buhara'dan.
Manevi işareti almıştı çünkü.
Sessizce çıktı yola.
İlahî iradeyle Erzurum istikametine doğru gidiyordu. Çünkü Osman Bedreddin onu orada bekliyordu.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı