Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2015 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Ey nefsim, boşuna sızlanma!
21.06.2015

Mevlâna Halid-i Bağdâdi hazretleri, Bağdat'tan çıkıp bir senelik yolculuktan sonra “Delhi”ye vardı.
Delhi toprağına ayak bastığında sevincinden yanında ne varsa dağıttı oranın halkına. Sonra Abdullah-ı Dehlevi hazretlerinin huzuruna varıp elini öperek “talebesi” olmakla şereflendi...
Ve başladı vazifeye.
İlk işi dergâh temizliğiydi.
Elinde kova ve süpürgeyle aylarca devam etti bu işe. Kovasını kuyudan “su ile” doldurur, onu bir sopaya takarak omuzunda taşırdı her gün.
Dergâhtan kuyuya.
Kuyudan dergâha...
Bir gün nefsinin “Sen buna mı lâyıksın?” dediğini hissetti.
Ama aldırmadı.
Ve "Ey nefsim! Boşuna sızlanma. Eğer bu iş zoruna gidiyorsa bil ki elimdeki süpürgeyi atar, sakalımla süpürtürüm sana bu yerleri” dedi.
Böyle payladı nefsini.
Sutaşımaktan omuzları yara oldu… Bir gün yine omuzunda su taşıyordu ki üstadıyla karşılaştı âniden.
Abdullah-ı Dehlevi hazretleri, Halid-i Bağdâdi hazretlerinin omuzundan arş'a doğru muazzam bir “nurun” yükseldiğini gördü. Melekler de vardı.
Ve onu seyrediyorlardı.
Buna şahit olunca kemale geldiğini anladı artık. Temizlik işinden, “hususi hizmetine” aldı onu. Beş ay da üstadına bizzat hizmetle şereflendi... Ve o “manevi emanet” Halid-i Bağdâdi hazretlerine nasip oldu.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı