Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2015 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Mahçup etmek ister, ama...
22.08.2015

Hazret-i Mevlâna zamanında ilim sahibi bir kimse vardır ki bu zata düşmanlık besler.
Aleyhinde sözler söyler.
Bir gün de toplar talebesini.
“Haydi kalkın, Mevlâna’ya gidelim. Çetin sualler sorup onu mahçup edelim” der.
Ve kollarını sıvarlar.
Zor sualler hazırlarlar.
Kendi de çalışmaya koyulur.
Bir ara karşısında Hazret-i Mevlâna'yı görür gibi olur.
Gözlerine inanamaz.
Derken büyük veli kaybolur.
“Herhâlde hayal gördüm” der.
Ve çalışmaya devam eder.
Ama içi rahat değildir.
Çözemez bu muammayı.
Zira gözleriyle görmüştür Mevlâna'yı.
Tekrar başlar çalışmaya.
Çetin sualler bulmak için uğraşırken “büyük zatı” yine görür.
Bu defa gençler de görmüştür.
Büyük veli, bütün heybetiyle karşılarında bir müddet durur!
Sonra birden kaybolur.
Evet bu, hayal falan değildir.
Gördükleri, bu “büyük veli”dir.
Derken namaz vakti girer.
Namaz için yan odaya geçerler.
Fakat o da ne?!..
Odanın dört duvarında yazılar vardır.
Merakla okurlar ki hazırladıkları suallerin cevaplarıdır.
Hepsi bir dehşete düşer!
O âlimin de kalbine ‘pişmanlık’ çöker.
Yapacağı tek şey vardır...
Özür dilemek.
Alır talebesini, dergâha gider.
Elini öpüp affını diler.
“talebesi” olur, bu yolda ilerler.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı