Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2015 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

İşte büyüklük budur
17.10.2015


Bendenizin Ahmed Mekkî Efendi'nin “rahmetullahi aleyh” yanında çalıştığım senelerde oğullarından Baha Bey “kansere” yakalanmıştı.
Mübârek zât, oğlunun hastalığına çok üzülüyordu.
Birlikte ziyâretine gidiyorduk.
Karşıda bir evde kalıyordu.
Her gidişinde Yûsüf sûresi'ni okuyordu üzerine.
Her vaazının sonunda uzun uzun duâlar ediyor, şifâ bulması için Allah’a yalvarıyordu.
Ne gerekiyorsa yapıyordu.
Kendini paralıyordu âdeta.
Ben kendi kendime;
"Baha Bey vefât ederse Ahmed Mekkî Efendi'ye bir hâl olur" diyordum.
Ve bir gün geldi acı haber.
Hemen koşup o eve gittim.
Yolda hep Ahmed Mekkî Efendi'yi düşünüyordum.
Acabâ ne hâldeydi?
"Herhâlde kendinde değildir, baygın yatıyordur" diyordum.
Nihâyet eve vardım.
Fakat şaşırıp kaldım?!
Zîrâ yanılmıştım.
Mübârek neşeli görünüyor, gelenleri güler yüzle karşılıyordu.
Ev, cenâze evi değildi.
“Bayram evi”ydi sanki.
Çok duygulandım.
Hayrette kaldım.
Kalbimden;
"İşte büyüklük budur" dedim.
Onu daha iyi anladım.
Velhâsıl “tevekkül”ün,
“Kadere rızâ”nın,
Ve “Hakk’a teslimiyet”in müşahhas misâlini görmüştüm orada.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı