Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2015 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Âlimi âlim anlar
26.10.2015

Ahmed Mekkî Efendi pazar günleri, Fâtih câmiinde ikindiden sonra vaazediyordu.
Bir gün vaazdan sonra çıktık.
Malta çarşısından geçtik.
Müstakimzâde sokağına girdik.
Âbim Ispanakçı sokakta oturuyordu.
Onun evine gidiyorduk.
Ona Arabî okutuyordu.
Müstakimzâde sokağında, babası Abdülhakîm Efendi'nin talebesinden, Hüseyin Hilmi Efendi oturuyordu.
Vakit akşama yakındı.
Yürüyerek Hilmi Efendi’nin evinin köşesine gelmiştik ki durdu birden.
Ben de durdum.
Bana döndü ve;
“Abdüllatîf! Şimdi Hilmi beyin evinin önünden, selâm vermeden, bir hâl hatır sormadan yürüyüp gidersek, ona karşı edepsizlik yapmış oluruz. En iyisi gel şuradan gidelim” dedi.
Câhil cesûr olur ya.
“İsterseniz kapıyı çalıp bir selâm verelim” dedim.
“Yok hayır, akşam ezânı yakın, belki abdest hazırlığı yapıyordur, rahatsız etmiyelim” dedi.
Ve sol aşağıya kıvrıldık. Büyükçe bir adayı dolaşıp âbimin evine gittik.
Çok şaşırmıştım?!
Hâlbuki kendisi büyük âlimdi.
Hem Hilmi Efendi’den daha yaşlıydı.
Ona hocalık yapmıştı.
Ve icazet de vermişti.
Üstelik de seyyitti.
İnceliğe bakar mısınız.
İlme hürmete.
Âlime saygıya.
Ve tevâzuya.
Bu davranış, çok tesîr etmişti bana. Büyüklerimiz "Âlimi, âlim anlar" buyurmuşlar ya, işte misâli.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı