Belh Sultanı İbrahim bin Edhem hazretleri tahtında uyurken bazı tıkırtılar duyup uyandı.
Dama çıktı.
Birini gördü.
"Hey, kimsin sen, damda ne arıyorsun?" diye sordu.
"Devemi arıyorum" deyince
“Ey şaşkın, damda deve aranır mı?" diye çıkıştı!
O meçhul kişi;
"Asıl şaşkın sensin ki yumuşak yataklar içinde Rabbini arıyorsun!" dedi ve kayboldu gözden...
● ● ●
Bir gün de sarayındayken “heybetli” biri girdi saray kapısından! Ve doğruca gidip hükümdarın karşısına dikildi!
Sultan dalgındı.
Başını kaldırdı.
Karşısında hiç tanımadığı heybetli birini görünce sordu:
"Kimsin sen ne ararsın burada?"
"Yolcuyum, bu handa konaklamak istiyorum."
"Burası han değil, saraydır!"
"Peki, senden önce kim vardı bu sarayda?"
"Sultan babam vardı.”
"Ondan önce kim vardı?"
"Filânca hükümdar.”
"Ondan önce?"
"Falan sultan"
"Ne oldu bu sultanlara?"
"Hepsi öldüler.”
Heybetli zat "Bir yer ki insanların biri gider biri gelir, böyle yerlere saray değil, han denir. Ey İbrahim bir gün sen de göçersin!" dedi ve çıkıp gitti. Peşinden koşup sordu:
"Sahi, sen kimsin?"
"Hızır'ım!"