Bir gün Muhammed Seyfeddin-i Fârîkî hazretleri sohbet ediyordu.
Mecliste biri vardı.
Onun hatırından;
"Bu şeyh de çok büyükleniyor” diye geçirdi.
Seyfeddin-i Fârûkî hazretleri, bu hâli Allahü teâlânın yardımıyla sezdi.
Düşüncesini anladı...
Üzüldü tabii.
Ve ona dönüp; "Benim bu hâlim, Allahü teâlânın kibriya sıfatının, yâni Onun büyüklüğünün tecellisidir” buyurdu.
● ● ●
Halktan biri de vardı.
Seyfeddin-i Faruki hazretlerinin büyüklüğünü inkâr ederek kabul göstermemişti.
O gece rüyasında bir grup gece bekçisi gelip onu şiddetli bir şekilde dövdüler!
O kimse şaşırdı!
“Suçum ne?” dedi.
Dediler ki: "Allahü teâlânın sevgili kulu olan Muhammed Seyfeddin hazretlerinin üstünlüğünü inkâr ediyorsun.”
Bu korkuyla uyandı!
Yaptığına tövbe etti...
Ve onun talebeleri arasına girdi
● ● ●
Bir gün bu zata;
“Âhirette en zor şey nedir efendim?” diye sordular.
Büyük zat cevabında; “Kul hakkı’dır. Çünkü Allahü teâlâ kendisiyle ilgili günahları affedebilir, ama ‘kul hakkı’nı affetmez. Alacaklı olsanız da helâllaşın, ahirete bırakmayın. Zira hiç belli olmaz, belki de o haklıdır” buyurdu.
Güncelleme Tarihi 27.04.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.