Selman-ı Farisi hazretleri; senelerce fakirlik ve kölelik içerisinde çektiği sıkıntıları, vahiy pınarının berrak sularından kana kana içip gideriyordu.
Ehl-i Suffe’dendi.
O resule yakındı.
Hazret-i Âişe "Selman, geceleri uzun zaman Resulullah’ın sohbetinde bulunurdu. Neredeyse Resulullah’ın yanında bizden fazla o kalırdı" buyurmuştur.
● ● ●
Resul Aleyhisselâm "Allahü teâlâ bana dört kişiyi sevdiğini bildirdi ve bu dört kişiyi sevmemi emretti. Bunlar; Ali, Ebu Zer, Miktad ve Selman" buyurdular.
Medayin şehri alındı.
Bir vâli gerekiyordu.
Hazret-i Ömer düşündü...
Selman-ı Farisi hazretlerini oraya vâli tayin etti.
İlmi, basireti, vazifesindeki adaleti ve nezaketiyle Medayin halkı tarafından çok sevilip sayıldı.
Çok itibar gördü.
İslâmiyet yayıldı...
Selman-ı Farisi, Hazret-i Ömer zamanında Medayin vâlisiyken “otuz bin kişiye” hutbe okuduğu zaman üzerinde iki parçadan müteşekkil bir “hırkası” vardı.
Başka elbisesi yoktu...
Ne zaman ki vâli oldu.
Ona maaş tayin ettiler.
Maaşını aldığı zaman ondan hiçbir şey harcamaz, hepsini fakirlere dağıtırdı.
Topraktan çanak yapardı.
Üç dirheme satardı.
Biriyle malzeme alır, birini sadaka verir, bir dirhemiyle de geçinirdi.
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.