Muhammed Nasuhi Efendi (rahmetullahi aleyh), bir ara üç gün müddetle, sevenlerinden birinin daveti üzerine hava değişikliği için Çamlıca civarındaki Bulgurlu'ya gitti.
O kişi anlatıyor:
O, Gece yarısı kalktı.
Teheccüd namazı kıldı.
Yanında bulunanlara;
“Bize bugün Üsküdar'a gitmek gerekiyor. Hizmeti yerine getirdikten sonra inşallah yine geliriz. Arzu eden bizimle gelebilir” buyurdu.
Sabah namazını kıldık.
Ve Üsküdar’a yola çıktık.
Yolda karşıdan biri geldi.
Nasuhi Efendi’yi gördü.
Ve Ona şöyle arz etti:
“Efendim, ben duacınız da size geliyordum. Sebebi şu ki; Üsküdar'da bir mağarada ‘tek başına’ yaşayan bir zat var... Bana ‘Dünya hayatım bitmek üzeredir... Vefat edersem teçhiz ve tekfinimi Nasuhi Efendi yapsın’ dedi.
Kendisi çok bitkindi.
Ve zor konuşuyordu...
Son olarak; ‘Vefatımı ve vasıyetimi ona bildirmene lüzum yok... Ona Allahü teâlâ bildirir’ dedi.
Ben yine işgüzarlık yapıp geldim. Bu gecenin son üçte birinde vefat etti.”
O böyle anlattı.
Ve öyle de oldu...
Nasuhi Efendi hazretleri, talebeleriyle birlikte Bülbülderesi’ne geldi.
Kabrini kazdırdı.
Cenazesini yıkadı, kefenledi. Namazını kılıp kabre koydu ve telkinini de kendisi verdi.
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.