Osmanlı Sultanı Dördüncü Murad Han, Bağdat seferine giderken Misali Baba'nın bulunduğu köyün yakınında bir yerde ordusunu istirahate çekmişti. Bu sırada çevreyi dolaşan Sultan, “Misali Baba’nın” köyüne uğradı.
Bir “kulübe” gördü.
Gidip kapısını çaldı.
Kapı açıldı.
Ve Sultanı, nur yüzlü bir mübarek zat karşılayıp tebessüm ederek içeri aldı. Onun, velilerden olduğunu farkeden Sultan, hürmetle huzurunda oturup bir müddet sohbetini dinledi.
Duasını da aldı.
Ve ayrılıp gitti...
Ancak Misali Baba, Sultana birkaç avuç “bulgur” ve bir torba da “saman” verdi. Sultan “Bunlar nedir?” gibilerden bakınca “Bulgur ordun için; saman da atların için” dedi.
Sultan bunları aldı.
Ordusuna döndü.
Aşçıbaşını çağırıp; “Bu bulgurla askere pilav yap!” diye emretti.
Bulgur pilav olurken gitgide artıp o kadar çoğaldı ki kazanlar dolusu olup bütün orduyu doyurdu.
Saman da atlara yetti.
Sultan, Misali Baba'nın bu kerameti üzerine tekrar huzuruna gitti. Ona bazı hediyeler verdi. Misali Baba, Sultanın hediyesine karşılık, elini koynuna sokup yeni açılmış bir “gül” çıkardı...
Sultana verdi.
Gül mevsimi değildi.
Sultan bunu gördü.
Misali Baba’nın duasını aldı, elini öptü ve ayrıldı. Misali Baba'nın duası bereketiyle tarihte benzeri az görülen bir zafer kazandı.
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.