Tâbiinin büyüklerinden Kâsım bin Muhammed (rahmetullahi aleyh), çok alçak gönüllü idi.
Bir gün “bir köylü” geldi.
Huzuruna girdi...
Ve "Sen mi daha çok biliyorsun, Salim bin Abdullah mı?" diye sordu.
O da "Salim çok iyidir” dedi.
Başka şey söylemedi.
● ● ●
Kâsım bin Muhammed hazretleri şöyle anlatıyor:
Resulullah Efendimizin Eshabından birinin gözleri “kör” oldu.
Ziyarete gittiler.
Sebebini sordular.
O da cevabında; “Ben, bu gözlerle Sevgili Peygamberimizin güzel yüzünü görmekle şerefleniyordum. O, şimdi yok... Allah'a yemin ederim ki Yemen'de, Tübâle beldesinin geyiklerinden birinin güzel gözlerini verseler, artık istemem” dedi.
● ● ●
Kâsım bin Muhammed hazretleri diyor ki: Bir gün halam Hazret-i Âişe'nin yanına vardım. Ona “Ey Anacığım! Bana, Peygamber Efendimizin kabrini aç” dedim.
“Peki açayım” dedi.
Hücre-i Saadeti açtı.
Üç kabir gördüm.
Pek yüksek değillerdi.
Yerle beraber de değillerdi.
Peygamberimizin kabr-i şerifi, hepsinden ilerdeydi. Hazret-i Sıddık'ın başı, Fahr-i Kâinat’ın mübarek sırtı hizasında; Hazret-i Ömer'in başı, Resulullah’ın ayağı hizasındaydı.
Güncelleme Tarihi 27.04.2025
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.