Mâliki Mezhebinin kurucusu olan Mâlik bin Enes (rahmetullahi aleyh), dokuz yüz âlimle sohbet etti. Yüz bin hadîs-i şerifi yazdı. On yedi yaşındayken ders vermeye başladı. Dersinde bulunanlar, hocalarının derslerinde bulunanlardan daha çoktu.
Sonra kapıcı tuttu.
Zira buna mecburdu.
Çok kişi geliyordu...
Önce talebelerine, sonra da herkese izin verir, içeri girerlerdi.
Helâya üç günde bir gider ve "Helâda çok bulunmaktan hayâ ediyorum” derdi.
Muvattakitabını yazmaya başladı.
Nihayet yazma işi bitti.
“İhlâsından” şüphe etti.
Ve kitabı suya koydu. "Eğer ıslanırsa bu kitap bana lâzım değildir” dedi.
Hiçbir yeri ıslanmadı.
İmâm-ı Mâlik hazretlerinin Peygamber Efendimize karşı olan sevgi, saygı ve edebi sınırsızdı.
İsmi anılsaydı,
Rengi değişirdi.
Yüzü sararırdı!
Bu hâl, orada olanlara garip gelir, hikmetini anlayamazlardı.
● ● ●
Bir gün bu husus sorulduğunda "Benim gördüğüm kişileri siz de görseydiniz, bu hâlimi hoş karşılardınız” dedi.
İnsanlar merak ettiler...
“Kimi gördünüz?” dediler. “Muhammed bin Münkedir'i gördüm. Ona ne zaman bir hadîs-i şerif sorulsaydı ağlamaya başlardı!” buyurdu.
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.