Bu ilmi neye borçlusunuz?
10.11.2008
Mısır Evliyâsından İbrâhim Kabâdî hazretlerine, bir gün birkaç sevdiği;
- Bu kadar ilmi nasıl elde ettiniz. Bunu neye borçlusunuz? diye sordular.
- Bir hadîs-i şerîfe borçluyum, buyurdu.
- O hangi hadîs efendim?
- Peygamber Efendimiz; "Yarın yaparım diyen, ziyan etti" buyuruyor. Bu hadîs-i şerîfi kendime düstur edindim.
BANA KİM DUA ETTİ?
Bu zat ölüm döşeğinde idi ki, çok sevdiği biri ziyaretine gelip, içinden: "Yâ rabbî, bu mübarek kulun cömert insandı. Bunun canını kolay al da zahmet çekmesin! diye dua etti.
O anda mübarek zat gözünü açıp;
- Bana kim duâ etti? diye sordu.
O kimse;
- Ben ettim, dedi.
Buyurdu ki:
- Az önce melekül-mevt yanıma geldi ve; "Korkma! Biz cömertlerin rûhunu incitmeden alırız" dedi.
ÜÇ KİŞİYE DOKUNMAYIN!
Bir gün de birkaç sevdiğine;
- Kardeşlerim, üç zâdeye dokunmayın, buyurdu.
- Bunlar kimlerdir efendim? dediler.
- Biri, "şehzâde"dir ki, babası padişahtır. Dokunursanız, padişahın gazabına uğrarsınız.
- İkincisi kim efendim?
- İkincisi, "seyyidzâde"dir ki, dedesi Resûlullah aleyhisselamdır. Dokunan yanar Vallahi. Zîra evlâda yapılan, babaya yapılmış demektir.
- Ya üçüncüsü hocam?
- Üçüncüsü de "pîrzâde"dir. Pîr, üstâd demektir ki, onun evlâdına yapacağınız fenâlık da kendi hocanıza gider mâzallah.
Sohbetin devamında;
- Hiç kimseyi incitmeyin. Bilâkis herkesin duâsını almaya bakın! buyurdu.
Ve ekledi:
- Kim sıkıntı çekiyorsa, mutlaka birilerini incitmiştir. Kim de huzurluysa, mutlaka birilerinin duâsını almıştır.
|