Üstadı müjdelemişti
12.11.2008
Behâeddîn-i Buhârî kuddise sirruh, Evliyâ-yı kirâmın en büyüklerindendir.
Seyyid Emîr Külâl hazretlerinin talebesidir ki, kararmış olan kalbler Onunla hayat buldu.
Seyyiddir.
Evlâd-ı Resûl'dür yâni.
Kabr-i şerîfi, Buhâra'nın "Kasr-ı ârifân" beldesinde olup, oradan nur saçmaya devam etmektedir hâlen.
Henüz dünyaya gelmeden, Onun geleceğini büyük üstâdı müjdelemişti.
O büyük üstâd Muhammed Bâbâ Semmâsî hazretleridir ki, bütün dünyaya nur ve feyiz Ondan yayılıyordu o devirde.
O büyük Velî, Kasr-ı ârifân'dan ne zaman geçecek olsa, yakınlarına;
- Bu yerde, bana bir büyük Evliyânın kokusu geliyor ki, o büyük zât buradan zuhûr eder ve kararmış gönülleri nûruyla aydınlatır, buyururdu.
Bir gün yine gelmişti bu beldeye.
Yakınlarına dönüp;
- O bahsettiğim koku fazlalaşmış. Öyle zannediyorum ki beklenen büyük zât dünyaya gelmiştir, buyurdu.
Böyle buyurduğunda, üç gün olmuştu O dünyaya geleli.
Babası, onu kucağına alıp, doğruca bu zâta götürdü.
Yâni Muhammed Bâbâ Semmâsî hazretlerine.
O da bebeği görür görmez;
- O dediğim Evliyâ, işte bu, o duyduğum koku da, işte bu kokudur, dedi.
Sonra şefkatle bağrına basıp;
- Biz bunu evlâtlığa kabûl ettik, buyurdu.
Sonra Emîr Külâl'e dönüp;
- Bu, benim oğlumdur. Bunun yetişmesini sana ısmarlıyorum, buyurdu.
O da büyüdüğünde Emîr Külâl hazretlerine tâbi oldu.
Ondan feyz alıp kemâle geldi.
Henüz çocukken, evliyâlığa âit işâretler görünürdü mübârek alnında.
|