Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2008 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Bu altınlar senin!
16.11.2008

Hindistan Evliyâsından Ubeydullah Serhendî hazretleri, bir gün şunu anlattı sevdiklerine:
Vaktiyle bir müslüman, birinden tarla satın almıştı. Tarlayı sürerken "bir küp altın" çıktı toprağın altından. Küpü kucaklayıp doğruca gitti mal sahibine:
- Arkadaş, bu altınlar senin, dedi. Tarlayı sürerken buldum.
Adam kabul etmedi:
- Hayır, ben bu tarlayı sana sattım. Dolayısıyla bunlar da senindir.
- Ama ben, tarlayı satın aldım. Altındakiler sana âittir.
- Hayır, sana âittir.
Anlaşamayınca, kadıya gittiler.
Kadı efendi, ikisini de dinledikten sonra sordu birine:
- Senin evlenecek oğlun var mı?
- Var kadı efendi.
Öbürüne sordu:
- Senin evlilik çağında kızın var mı?
- Var efendim.
Kadı efendi, gençlerin rızalarını alıp kıydı nikâhlarını ve;
- Bu altınlar da mehir olsun, dedi.
Ve bu hayırlı izdivaçtan, Bâyezid-i Bistâmî hazretleri dünyâya geldi.

DİN NASİHATTIR

Bir gün de şunu anlattı:
Hazret-i Ömer, eshâb-ı kirâmın büyüklerinden birini, bir şehre vâli tayin edip, birkaç sahâbî ile kendisini uğurlarken, ayaküstü;
- Gittiğin yerde sakın Allaha şirk koşma! Beş vakit namazını kıl! Ramazanda orucunu tut! Zengin olursan zekâtını ver ve hacca git! diye nasihatte bulundu.
O gidince, sahâbîler;
- Ey halîfe! Bunlar bilinen şeyler. Kaldı ki bu zat, Cennetle müjdelenmiş bir sahâbîdir, dediler.
Hazret-i Ömer;
- Olsun, din, nasîhattir. Bildiği şeyler de olsa, en mühim hususları hâtırlattım kendisine. Başka ne söyleyebilirdim ki? buyurdu

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı