Şu aynada kendine bak
27.11.2008
Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin Emîr Hüseyin adındaki bir talebesi şöyle anlatıyor:
Ben, Kasr-ı ârifân'da çiftçilik yapıyordum.
Ama müslümanlıkla pek ilgim yoktu.
Tam bir cehâlet içinde geçiriyordum ömrümü.
Hayatı, yiyip içip yatmaktan ibaret zannediyordum.
Behâeddîn-i Buhârî hazretleri bizim mahallemizde ikamet eder, sık sık karşılaşırdık yolda kendisiyle.
Bana tebessüm ederdi her seferinde.
Bir gece de, rüyâmda gördüm kendisini.
Bana bir ayna verip;
- Şu aynada kendine bak! buyurdu.
Baktım.
Fakat çok çirkin gördüm sûretimi.
Öyle ki, iğrendim kendimden.
Ertesi gün, yolda karşılaştık yine.
Yanıma yaklaşıp sordu:
- Rüyâda sana o aynayı kim verdi?
- Siz verdiniz efendim.
- Peki kendini neden çirkin gördün acabâ?
- Bilmiyorum efendim.
- Hiç merak etmedin mi sebebini?
- Ettim ama…
Buyurdu ki:
- Namaz kılmadığın için çirkin gördün kardeşim. Eğer namazlarını güzel kılsaydın, çok güzel görürdün kendini aynada.
O gün namaza başladım.
Ve bırakmadım bir daha.
UYANDIRMAYA KIYAMADI
Bir gün de evin kedisi gelip yattı bu zâtın paltosunun eteğine.
Ve uyudu.
Bir müddet sonra namaz vakti geldi.
Câmiye gitmek için kalkmak isteyince farketti mübârek.
Bir müddet uyanmasını bekledi.
Ancak uyanmadı hayvan.
Uyandırmaya da kıyamadı.
Ne yaptı dersiniz?
Yattığı yeri kesti ve kalkıp namaza gitti.
Gelince, o parçayı tekrar dikti paltosuna.
|