Salevât okumanın fazileti
28.11.2008
Büyük Velîlerden Nasr bin Abdürrezzak hazretleri, bir gün şunu anlattı sevdiklerine:
Kâbe-i şerîfte devamlı salevât-ı şerîfe okuyan birini görüp;
- Arkadaş, sen niçin durmadan salevât okuyorsun? diye sordum.
Şöyle anlattı:
Vaktiyle babamla ikimiz, bir sefere çıkmıştık.
Yolda babam vefat etti.
Ama ölür ölmez yüzü simsiyah oldu.
Ben buna çok üzülüp ağlamaya başladım.
Sonunda yorulup uyuyakalmışım.
Rüyâmda çok nurlu bir mübarek zat geldi yanımıza.
Mübarek eliyle babamın yüzünü sığayınca, o siyahlık gitti.
Çok sevindim.
O zat tam gidiyordu ki eteğine yapışıp;
- Siz kimsiniz efendim? diye sordum
- Ben senin Peygamberinim, buyurdu.
İnanamadım ve;
- Bu, ne nîmet yâ Resûlallah. Babam, bu nîmete ne ile kavuştu? diye sordum.
- Baban günahkâr biriydi. Ama bana çok salevât okurdu. Onun için imdadına geldim, buyurdu.
O sırada uyandım.
Babamın yüzü nur gibi parlıyordu.
O günden îtibaren hep böyle salevât okurum işte.
DİN, KİMDEN ÖĞRENİLİR?
Bu zat, bir gün sevdiklerine;
- Dînimizden bir kelime öğrenip öğretmek, bin kere nafile hacca gitmekten daha çok sevaptır, buyurdu.
- Dînimizi nereden öğrenelim? dediler.
- Gerçek din âlimlerinden.
- Onlar kimlerdir efendim?
- Ehl-i sünnet âlimleri'dir ki, onlar sadece nakleder, kendi kafalarından birşey söylemezler. Kafasından söyleyen ve yazanlar, din âlimi değil, din hırsızlarıdır.
Şöyle bitirdi:
- Dînini, "ehl-i sünnet âlimleri"nden veya onların kitaplarından öğrenenler kurtulacaktır âhirette.
|