Kalb gözü açıldı
11.12.2008
Behâeddîn-i Buhârî kuddise sirruh hazretleri, dergâhta otururken bir genç girdi içeri.
Ve büyük bir edeble;
- Efendim, kabul ederseniz ben de talebeniz olmak istiyorum, diye arzetti.
Büyük Veli sordu:
- Maksadın nedir evladım?
- Feyz alıp kalb gözümün açılmasını istiyorum efendim.
Behâeddîn-i Buhârî hazretleri ona merhamet nazarıyla bir defa baktı.
O bakışla bir haller oldu gence.
Bayılıp yere düştü.
Ayıldığında kalb gözü açılmıştı.
Yıllarca çalışarak ele geçen bu devlet, Onun bir nazariyle, hâsıl olmuştu.
Sonra döndü o gence:
- Sana, iyiliklerden en güzel iki tânesini söyleyeyim mi evlâdım?
- Lütfedersiniz efendim.
- Birincisi Allahü teâlâya dosdoğru bir îman, ikincisi ise O'nun kullarına iyilik etmektir.
Ve sordu yine:
- Kötülüklerden en kötü iki tânesini de söyleyeyim mi?
- Sevinirim hocam.
- Birisi, Allahü teâlâya şirk koşmak, öbürü, Allahın kullarını incitmek, eziyet etmektir.
MUTLAKA NAMAZINI KIL!
Bir gün de sevdiği bir talebesine;
- Evlâdım, sana iki mühim nasîhatım olacak, buyurdu. Bunu ömür boyu aksatmadan yapacaksın, tamam mı?
Delikanlı;
- Tamam efendim, dedi.
Buyurdu ki:
- Birincisi, beş vakit namazını özenerek, usulüne uygun olarak kıl. Böyle yaparsan Allahü teâlânın rızâsına kavuşursun.
- İnşallah hocam.
- İkincisi de "Allah dostları"nı, Evliyâullahı çok sev. Onların nasîhatlarına kıymet ver. Böyle yaparsan mutlaka îmanla gidersin âhirete.
|