Su olsa da içsem
22.12.2008
O Server sallallahü aleyhi ve sellem sekiz yaşlarında dedesini kaybedince, amcası Ebû Tâlib'in evinde kalmaya başlamıştı.
Ebû Tâlib'in çocukları sabah kalktıklarında saçları dağınık, gözleri çapaklı iken, o Server "aleyhisselam", Cennet kokan saçları taranmış olarak kalkıyordu yatağından.
Üstelik gözleri sürmeli,
Yüzü pırıl pırıldı.
Belli ki, bu hizmeti gören melekler vardı.
ÇOK SUSADIM
Ebû Tâlip'le aziz yeğeni sahrâya çıkmışlardı bir gün.
Hava çok sıcaktı.
Epey yol yürüdükten sonra Ebû Tâlip;
- Çok susadım, dedi.
Ancak sahrâda su ne arasın.
O Server, yere çöktü hemen.
Topuklarının kumlara değdiği noktadan "bir pınar" kaynamaya başladı.
Leziz ve serin bir su.
Kana kana içip giderdi susuzluğunu.
SİZ DE KOYUN GÜTTÜNÜZ MÜ?
Sevgili Peygamberimiz eshâb-ı kirâmla sohbet ederken;
- Koyun gütmeyen hiçbir Peygamber yoktur, buyurdu.
Sahâbîlerden biri sordu:
- Siz de koyun güttünüz mü yâ Resûlallah?
- Evet, benim de güttüğüm olmuştur, buyurdu.
Nitekim büyüklerden birine;
- Bütün Peygamberlerin koyun gütmüş olmalarının sırrı nedir? diye sordular.
Cevabında;
- Çobanlık yapanlarda merhamet hissi çoğalır. Böylece ümmetlerini daha çok hâtırlamalarına vesîle olur, buyurdu.
Nitekim Efendimiz "aleyhisselam" da bir gün;
- Ey eshâbım, hepiniz bir sürünün çobanı gibisiniz. Nasıl ki çoban, sürüsünü her tehlikeden korursa, siz de evlerinizde ve emirleriniz altındakileri "Cehennem ateşi"nden korumalısınız, buyurmuşlardır.
|