Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2008 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Bunda da sünnete uyduk
24.12.2008

Bir sene Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin sevdiklerinden bir gurup müslüman Beytullah'ta tavâf yapıyor, bu büyük Velî de hazır bulunuyordu orada.

Onlar Minâ'da kurban keserken, Behâeddîn-i Buhârî hazretleri;
- Bizim de kurban kesmemiz lâzım, buyurdu. Ama biz, oğlumuzu kurbân ederiz belki.

bu sözden bir şey anlamadılar.
"Muhakkak bir hikmeti vardır" deyip, o günün târihini yazdılar.

Hac dönüşü Buhâra'ya geldiklerinde duydular acı haberi.
Evet, büyük Velî'nin sevgili oğlu vefat etmişti.

Tâziyeye gelenlere;
- Oğlumun vefâtiyle de Resûlullaha "aleyhisselam" tâbi oldum. Çünkü Onun da oğlu vefât etmişti, buyurdu.

Ve ilâve etti:
- O Resûlün başından ne geçtiyse, aynen benim başımdan da geçti. Onun yapmış olduğu her işi ben de yaptım. Bir tek sünneti bile terk etmedim hayatımda.

KİMSENİN KALBİNİ KIRMAYIN

Bir gün bâzı gençler nasîhat istediler bu zattan.

Cevâben onlara;
- Hiç kimsenin kalbini kırmayın, buyurdu. Kalb kırmak haramdır çünkü.

- Hiç kimsenin mi? dediler.
- Evet, kâfirin de kalbini kırmak câiz değildir.

Şöyle devam etti:
- Kendi nefsinize istediğinizi söyleyin. Kâfir deyin, alçak deyin, fâsık ve fâcir deyin. Ama kimseyi incitmeyin. Çünkü gönül, Allahü teâlâya çok yakın olup, yaratılışta mis gibi temiz ve sağlıklıdır. Onu, sonra düşmanlar hasta etmiştir.

- Hangi düşmanlar? dediler.
- Nefis, şeytan ve kötü arkadaşlar.

- Bunlardan korunmanın çâresi nedir efendim?
- Bir tek çâresi var. O da iyi kimselerle beraber olmaktır.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı