Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2009 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Yemeyin sultanım
20.04.2009

Sultan Ahmet Han, bir gün erkânı ile bir koruluğa gider, oturur.
Hizmetçiler koyun keser kızartırlar.
Sofrayı donatırlar.

Padişah bir lokma koparır kızarmış etten.
Tam ağzına götürecektir ki, biri tutar elini.

Bakıp görür yanında Hüdayi hazretlerini.
- Yemeyin sultanım! der. Bu et zehirli.

Padişah;
- Peki, der. Yemez.

Ama kendisini bir daha göremez.
Bir anda kaybolmuştur gözden.

- Bu da, hocamın bir himmeti, der.
O eti bir köpeğe verirler.
Hayvanın yer yemez öldüğünü görürler.

DENİZE DÜŞEN MÜHÜR

Bir gün de Sultan Ahmet Han, bir vezirini azleder.
Mührünü alır, yerine başkasını tayin eder.

Mührü, bir vazifeliye verip;
- Bunu, yeni vezire götür! diye emreder.
Yeni vezir, Üsküdar yakasında oturmaktadır.

Adamcağız çıkar yola.
Gidip biner bir kayığa.
Lakin tam binerken, elindeki mührü düşürür denize.

Üzülerek geri döner.
Ve Padişaha;
- Mührü denize düşürdüm, diye arzeder.

Sultan emreder:
- Hüdayi hazretlerine git. O, bu işi halleder.

Vazifeli;
- Başüstüne sultanım! der.
Gidip arzeder sultanın dileğini,
Büyük Velî, seccadenin altına sokar elini.

Mühürü çıkarıp, avcuna koyar.
Öyle ki, keseden sular damlar.

EN SON ALLAH DER

Bu zat, vefat etmeden önce bütün sevdikleriyle helalaşır.
Vasiyetini yazar.
Kelime-i şehadeti söyler.
Ve Allah! der, ruhunu teslim eder.

Türbesi, Üsküdarda, kendi dergâhındadır.
Ziyaret edenler, çok faydalanır.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
29.12.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı