Gönül Sultanları.com >  Alim ve Evliyaların Alfabetik Listesi > A > Ahmed Namiki Cami > Ben tövbe ettim
Ben tövbe ettim
AHMED NAMIKİ CAMİ
kuddise sirruh

Horasan'ın büyük velîlerindendir. İsmi Ahmed bin Ali Nâmıkî Câmî, künyesi Ebü'l-Hasan'dır. Eshâb-ı kirâmdan Cerîr bin Abdullah'ın (radıyallahü anh) soyundandır. Horasan'ın Nâmık köyünde 1049 (h.441) senesinde doğdu. Sonradan Câm kasabasına yerleşti. Bu yüzden Nâmıkî ve Câmî nisbeleri ile tanındı. Ahmed Nâmıkî 1142 (h.536) senesinde vefât etti. Meşhed ile Herat arasındaki yolun tam ortasında Türbei Câmî bahçesine defnedildi.

Evliyanın büyüğü, asrının bir tanesi.
Sahabe-i kirama dayanır sülalesi.

Kötü arkadaşları var idi ki önceden,
Yer içip gezerlerdi, hiçbir şey düşünmeden.

Hatta içki içmeyi, âdet edinmişlerdi.
Şarap için, kırk adet küp alıp dizmişlerdi.

Kırkı da, şarap ile dolu idi lebalep.
Alıp getirirlerdi, oradan sırayla hep.

Şarap almak sırası, gelince bir gün ona,
Gitti sabah merkeple, o küplerin yanına.

Lakin birden şaşırıp, kaldı hayret içinde.
Zira hiç içki yoktu, küplerin hiç birinde.

Bir şey anlamamıştı, düşündü ki: Dünkü gün,
Hepsi de, şarap ile doluydu bu kırk küpün.

Şaşkın halde, oradan yöneldi bağ evine.
Oradaki şaraptan, yükledi merkebine.

Bu sefer de merkebi yürümüyordu fakat.
Ne kadar vurduysa da, diretip etti inat.

O sırada gaibden, bir nida geldi ona:
(Ey Ahmed, suçu yoktur, ilişme o hayvana.

O, şimdi sahip değil kendi iradesine.
Biz mani oluyoruz, onun yürümesine.)

O, bu sesi duyunca, kapandı yere hemen.
Dedi: (Tövbe ya Rabbi, artık içmem bunu ben.

Lakin emir buyur da, şu merkebim yürüsün.
Ki, mahcup olmayayım arkadaşlara bugün.)

Başladı yürümeye merkebi en nihayet.
Ve arkadaşlarının yanına etti avdet.

Şarapları koyarak, çekildi kendi geri.
Dediler: (Nerde kaldın, sabah vaktinden beri?

Hem niçin çekilirsin, haydi gel de, sen de iç.)
Dedi: (Ben tövbe ettim, artık içmiyorum hiç.)

Dediler ki: (Ey Ahmed, böyle neler diyorsun?
Bırak, şimdi bizimle şaka mı ediyorsun?)

Israr ettilerse de, (gel iç) diye ne kadar,
Dedi: (İçmeyeceğim, etmeyin fazla ısrar.)

O sırada, gaibden bir ses duydu: (Ey Ahmet!
Al ve iç ellerinden, eyleme muhalefet.)

Aldı bu emir ile şarabı ellerinden.
İçti, lakin o anda hayrette kaldı birden.

Zira o içtiğinin, değişikti lezzeti.
Şarap, onun elinde olmuştu bal şerbeti.

Arkadaşlarına da, eliyle etti ikram.
Onlar dahi içince, şaşkına döndüler tam.

Onların içtiği de, olmuştu çünkü şerbet.
Hepsi, günahlarına tövbe etti nihayet.

Sonra, eline alıp bir odun kütüğünü,
Kırdı hep teker teker, o kırk şarap küpünü.

www.gonulsultanlari.com