Gönül Sultanları.com >  Alim ve Evliyaların Alfabetik Listesi > E > Ebu Bekri Şibli > Mühim olan, gönüldür
Mühim olan, gönüldür
Ebu Bekr-i Şibli ki, aşıktı Zülcelal’e.
Hem tasavvuf yolunda, ermişti tam kemale.

Nefsi arzularının, yapmazdı bir tekini.
Yaşıyan ölü gibi addederdi kendini.

Bir elbise yaptırdı üstüne yeni, düzgün.
Ve onu giyinerek, dışarı çıktı bir gün.

Baktı, kimin üstünde var ise yeni esvap,
İnsanlar, onun ile oluyorlar muhatap.

Kimin üzerinde de, varsa eski elbise,
Onlarla ilgilenen olmuyor hiçbir kimse.

İşbu hal, kendisine çok menfi etti tesir.
Durdu, düşündü biraz, oldu çok müteessir.

Oracıktan, evine dönerek tekrar yine,
Eski elbisesini giyindi üzerine.

Dediler ki: (Efendim, niçin böyle ettiniz?
Yenileri çıkarıp, yine eski giydiniz?)

Buyurdu: (İnsanların haline ettim nazar.
Çok taaccüp eyledim, üzüldüm bi-ihtiyar.

Çünkü herkes bakıyor zahire, dış kalıba.
Halbuki, mühim midir giyilen kaftan, aba?

Hak teâlâ indinde, zahir, mühim değil hiç.
Mühim olan gönüldür, her şey onda mündemiç.

Bakmıyor Hak teâlâ, kişinin dış haline.
Lakin nazar ediyor niyetine, kalbine.

Yani zarftan ziyade, mazruftur mühim olan.
Zira niyete göre, hüküm verir Yaradan.

Kalbi bozuk bir kişi, çok kıymetli bir libas,
Giyse de, Hak indinde bir değer kazanamaz.

Kalbi temiz olansa, çul giyse üzerine,
Hak teâlâ katında, makbuldür o kul yine.

Zira cenâb-ı Allah, kalblere nazar eder.
Kalbleri, ihlas ile süslemektir tek hüner.

Eğer ki, bu ihlastan mahrum ise bir gönül,
Rıza-i ilahiye edemez hiç temayül.)

Bir gün, bir kimse geldi Şibli hazretlerine.
Dedi ki: (Ey efendim, düştüm geçim derdine.

Zira kalabalıktır aile efradımız.
Geçinme hususunda, hayli sıkıntıdayız.

Öyle ki, bu hususta kala kaldım biçare.
Ne olur, bu derdime gösteriniz bir çare.)

Buyurdu ki: (Evladım, madem ki böyledir hal,
Evine döndüğünde, dikkat et şuna derhal.

Aile efradının rızıkları, gün be gün,
Allah’a mı bağlıdır, sana mı, iyi düşün.

Hangisinin rızkını, bağlı görsen sana az,
At onu dışarıya, azalsın mevcut biraz.

Kimlerin rızkını da, görürsen Hakk’a bağlı,
Kalsınlar, değil onlar seninle alakalı.)

Dedi: (Ben, kitaplarda etmiştim ki mütala,
Her bir kulun rızkına, kefildir Hak teâlâ.)

Buyurdu ki: (Öyleyse üzülmeğe ne gerek.
Her mahlukun rızkına, kefildir Allah tek tek.

Sen istemesen dahi, yine gelir o rızık.
Bunu bildiğin halde, üzülürsen, çok yazık.

Onların rızkını da, senin vasıtan ile,
Muntazam gönderiyor, bu üzülmen nafile.)

www.gonulsultanlari.com