Gönül Sultanları.com >  Alim ve Evliyaların Alfabetik Listesi > F > Fehim Arvasi > Ne hediye getirdin?
Ne hediye getirdin?
Üstadına o kadar hüsnü zan ve sevgisi,
Vardı ki, ondan daha olmazdı ziyadesi.

Bu tasavvuf yolunda edindiği ne varsa,
Hepsini, üstadından biliyordu bilhassa.

Bir gün büyük üstadı, mescidde kendi bizzat,
Mektubat okuyor ve yapıyordu izahat.

Dinleyenler o kadar çoktu ki o gün hatta,
Seyyid Fehim, geride dinliyordu ayakta.

Bir aralık başını kaldırarak kitaptan,
Hem de Seyyid Fehim’i arayıp tâ uzaktan,

Seslenip, şu suali sordu ki ona bizzat:
(Ey Fehim, bu devirde yok mudur acep üstad?)

O anda Seyyid Fehim, bir an duraklamadan,
Hem dahi üstadını kastedip hemen o an,

Şöyle cevap verdi ki derhal Seyyid Taha’ya:
(Şimdi bulunan gibi, gelmemiştir dünyaya.)

O kadar çok idi ki o zata muhabbeti,
Sanki hep yanındaydı onun ruhaniyeti.

Yani o, üstadından değildi bir an uzak.
Beraberdi onunla, her an hayal olarak.

Her saniye ve hatta her nefes alışında,
Görürdü üstadını, ruhen yanı başında.

Üstadının bir emri olsa idi kendine,
Her ne olursa olsun, getirirdi yerine.

Derdi ki: (Aramızda, ateşten deniz olsa,
Ve hocam, bu fakiri huzuruna çağırsa,

İttiba etmek için onun emrine hemen,
Atlarım o ateşe, hiç tereddüt etmeden.)

Bir defa, üstadını ziyaret gayesiyle,
Arvas’tan hareketle, vasıl oldu Nehri’ye.

Üstadı karşılayıp buyurdu ki o zaman:
(Bize ne hediyeler getirdiniz Arvas’tan?)

Dedi: (Dört şey getirdim, ki bundan çoktur bizde.
Velakin bulunmazlar sizin hazinenizde.

Fakirlerin, Sultana hediyesi bir kaçtır.
Bunlar, özür ve günah, yokluk ve ihtiyaçtır.)

Hazret-i Seyyid Fehim, gece bir defasında,
Sevgili Peygamberi görmüştü rüyasında.

Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Ey Fehim!
İyi yetişmelidir yanında Abdülhakim.)

Seyyid Fehim, bu emri alıp Resulullahtan,
Onun yetişmesine eyledi çok ihtimam.

Abdülhakim Efendi buyurdu ki şöylece:
(Hocamın hizmetinde bulunurdum gün gece.

Kapının eşiğine uzanıp yatıyordum.
Teheccüd namazına, onu kaldırıyordum.

Uyuyup, yapamadım bir gece hizmetimi.
Uyanıp, teheccüdde gördüm Seyyid Fehim’i.

Çok üzülüp başladım kendime söylenmeye:
Sen layık değilmişsin ona hizmet etmeye.

Yatıp uyumaya mı buraya gelmiş idin?
Bu gece, üstadına olmadı bir hizmetin.

Ben böyle düşünürken, kulak verdim odaya.
Üstadım, benim için el kaldırmış duaya.

İşte o dua ile, o anda bir hoş oldum.
Her neye kavuştuysam, o duayla kavuştum.)

www.gonulsultanlari.com