Gönül Sultanları.com >  Alim ve Evliyaların Alfabetik Listesi > H > Hamid-i Aksarayi > Dua çınarı
Dua çınarı
Niğbolu'dan dönünce Yıldırım Bayezid Han,
Bir cami yaptırmayı düşünmüştü bir zaman.

Bursa, Ulu Camiyi inşaya etti niyet.
Caminin yapılması sona erdi nihayet.

Bir Cuma günü idi, ilan edildi ki hem:
(Cami, merasim ile açılacaktır hemen.)

O gün başta Padişah, damadı Emir Sultan,
Molla Fenari ile kim varsa ulemadan,

Hazır oldu her biri, hem de hafız olanlar.
Doldurmuştu camiyi, Bursalı Müslümanlar.

Hutbe okumak için, Padişah hazretleri,
O gün Emir Sultan’a verdiğinde bu emri,

Damadı Emir Sultan, emre (Peki) diyerek,
Ve Somuncu Baba’yı eliyle göstererek,

Arz etti ki: (Sultanım, baş göz üstüne, fakat,
Hutbeyi okumaya, layıktır ancak şu zat.)

O dahi mecbur kaldı, emre (Peki) demeye.
Kalkıp, minbere doğru başladı yürümeye.

Geçerken de Emir'e dedi: (Ey Emirimiz!
Niçin böyle yapıp da, beni ele verdiniz?)

O da, ona cevaben arz etti ki: (Bu yerde,
Yok idi bir başkası, sizden daha ilerde.)

Cemaat, olanları görüyor, duyuyordu.
Bu sebepten durumu çok merak ediyordu.

Zira Somuncu Baba, onların nazarında,
Ekmek satan biriydi Bursa sokaklarında.

Bunun için bu işi etmişlerdi çok merak.
Ki, Cuma hutbesini o nasıl okuyacak?

Çıktı Somuncu Baba biraz sonra minbere.
Öyle bir hutbe irad etti ki müminlere,

Asla duymamışlardı böyle bir hutbe onlar.
Onun büyüklüğünü o zaman anladılar.

Hutbede, Fatiha’nın, yirmi ana ilimde,
Yedi türlü tefsiri yapılmıştı o günde.

Molla Fenari dahi demişti ki ertesi:
(Onun büyüklüğüne, şahittir bu hutbesi.

Yedi türlü tefsirden, birincisini yalnız,
İyice anladılar cemaattan her şahıs.

İkinci tefsirini, bir kısmı anladılar.
Üçüncüsünü ise, çok azdı anlayanlar.

Dördüncü ve sonraki tefsirlere gelince,
Onlardaki manalar, çok yüksek ve pek ince,

Olduğundan, onları anlamadı kimseler.
İlim ve marifette derya imiş o meğer.)

Namaz sona erince, camideki cemaat,
Mübarek ellerini öpmek istedi, fakat.

Caminin üç kapısı var idi dışarıya.
Acep hangi kapıdan çıkardı bu evliya?

Lakin üç kapıdan da çıkan, seviniyordu.
Hepsi de, (Ben, öpmekle şereflendim) diyordu.

Sonra Molla Fenari hanesine giderek,
Talebesi olmayı arzu eylemişti pek.

Lakin o, bu şehirde sırrım faş oldu diye,
İstedi ki, Bursa’dan gitsin başka bir ile.

Bir sabah, bu niyetle çıkmıştı ki Bursa’dan,
Duyup Molla Fenari yetişti arkasından.

Bir çınarın dibinde, geri döndürmek için,
Çok yalvardı ise de, mümkün olmadı lakin.

Bursa’ya doğru dönüp, mübarek zat o ara,
Dua etti Bursa’ya, hem de Bursalılara.

Duayı, o çınarın dibinde etti diye,
Bugün, (Dua çınarı) denilir o bölgeye.

www.gonulsultanlari.com