Gönül Sultanları.com >  Alim ve Evliyaların Alfabetik Listesi > H > Hazret-i Ebu Bekir > O dediyse, doğrudur
O dediyse, doğrudur
Adı Abdullah olup, künyesi Ebu Bekir.
Hazret-i Peygamberin yar ve sevgilisidir.

Abdülkâbe idi ki önceleri adı hem.
Bu ismi, Abdullah’a çevirdi Fahr-i âlem.

Lakab-ı şerifinden bir tanesi (Atik)tir.
Manası, Cehennemden azad olmuş demektir.

Zira Resul-i ekrem, bakıp onun yüzüne,
Buyurdu ki: (Bu girmez, Cehennem ateşine.)

Biri dahi (Sıddık)tır onun isimlerinden.
Yani çıkmaz yalan söz, asla onun dilinden.

Mirac'dan döndüğünde nitekim Resulullah,
Anlattı miracını kâfirlere o sabah.

Ve lakin inanmayıp, hep ettiler itiraz.
Dediler ki: (Bir anda, göklere gitmek olmaz.)

Sonra inatlarından toplandılar bir yere.
Dediler: (Söyliyelim bunu biz Ebu Bekre.

Bakalım bu habere, ne söyler Ebu Bekir?
Zira o, tecrübeli ve akıllı kimsedir.)

O da inanmaz diye, bir ümitle geldiler.
Kapıya çıktığında, ona şöyle dediler:

(Ya Eba Bekr, sen söyle, Mekke'den Kudüs'e dek,
Ne kadar zaman alır, bir defa gidip gelmek?)

Dedi ki: (Birkaç defa o yolda ettim sefer.
Çok iyi biliyorum, bir aydan fazla sürer.)

Kâfirler sevinerek, dediler ki: (Doğrudur.
Tecrübeli adamın cevabı böyle olur.)

Gülerek, sevinerek, hem de alay ederek,
Onu, kendilerinin fikrinde zannederek,

Dediler: (Senin dostun, diyor ki, ben bu gece,
Göklere gittim geldim, o sapıttı iyice.)

Hazret-i Ebu Bekir, o Resulün adını,
İşitince, onlara verdi şu cevabını:

(Eğer o söylediyse, evet, gidip gelmiştir.
Zira o, ömründe hiç yalan söylememiştir!)

Kâfirler, bu cevabı alıp dona kaldılar.
Önlerine bakarak, oradan ayrıldılar.

Hazret-i Ebu Bekir, giyinip çıktı evden.
Peygamber-i zişânın yanına gitti hemen.

Kalabalık içinde, yüksek bir seda ile,
Fikrini, şu şekilde arz eyledi Resule:

(Miracınız mübarek olsun ya Resulallah!
Malım, canım, her şeyim fedadır sana vallah.

Sonsuz hamd ve şükürler olsun ki Rabbimize,
Her şeyden habersizken, tanıttı seni bize.)

Ya Resulallah, senin, doğrudur her kelamın.
İnandım miracına, fedadır sana canım!)

Mirac’a inanınca böyle can-ü gönülden,
(Sıddık) lakabı ile şereflendi o günden.

www.gonulsultanlari.com