Gönül Sultanları.com >  Alim ve Evliyaların Alfabetik Listesi > O > Osman Bedreddin > Benden bu kadar
Benden bu kadar
OSMAN BEDREDDİN (İmam Efendi)
rahmetullahi aleyh


Harput'ta yetişen meşhur velîlerden. 1858 (h. 1274)'de Erzurum'da doğdu. Kars'ta üçüncü tabur imâmlığı yapması sebebiyle İmâm Efendi lakabıyla tanındı. Asıl ismi, Osman Bedreddîn'dir. Babası Seyyid Selman Sükûtî'dir. 1922 (h. 1340) senesinde Harput'ta vefât etti. Harput'ta Meteris kabristanına defnedildi. Bilâhare kabri üzerine türbe yapıldı. Ziyâret edilmektedir. Gülzâr-ı Sâminî adındaki mektûbâtı ve Gülbün-i İrşâd ve Mecâlis-i Sâminiyye adında beş ciltlik kasîdesi vardır. Sohbetleri üç kitap hâlinde basılmıştır.


Ezberledi Kur’anı henüz dokuz yaşında.
Seçildi, mümtaz oldu akranı arasında.

Bütün vakitlerini, hep ilme etti tahsis.
Öğrendi tamamiyle tefsir, fıkıh ve hadis.

Bir gün tefsir ederken Hücurat suresini,
Birden korkup, bir dehşet kapladı kendisini.

Ahiret hallerine oldu hep müteveccih.
Konuşmayı bırakıp, susmayı etti tercih.

Onun üstün halleri, dikkati çekiyordu.
Ve herkes tarafından, pek çok seviliyordu.

Mehmet Tahir Efendi vardı hocalarından.
Onu, hanegahına davet etti bir zaman.

Çok iltifat ederek, dedi: (Ey Molla Hafız!
Sana, bildiklerimi tam öğrettim noksansız.

Yani bendekilerin, vakıf oldun hepsine.
Artık gidemiyorum, ben bundan ötesine.

Sana vereceğim ders, şu anda buldu hitam.
Daha büyük âlim bul, dersine eyle devam.)

O, bunun üzerine ayrıldı medreseden.
Bir üstad bulmak için, dua etti hassaten.

Dedi ki: (Ya ilahi, dertliyim, derdim derin.
Derdime derman için sana geldim ya Mu’in!)

Zahiri ilimlerde yetişmişti tamamen.
Bir tasavvuf rehberi arıyordu esasen.

O, böyle arz edince dileğini Rabbine,
Duyurdu Allah bunu gönül ehli birine.

Hem dahi Buhara’da, büyük bir veli olan,
Seyyid Ahmed Merami duymuştu bunu o an.

Ve hemen Cami’deki dersini bırakarak,
Ayrıldı Buhara'dan, o gün ani olarak.

Manevi işareti almıştı çünkü kalben.
Sessizce yola çıktı, kimseye söylemeden.

Erzurum’a gitmekti bir an önce maksadı.
Çünkü Osman Bedreddin bekliyordu bu zatı.

Seyyid Ahmed Merami, böyle ani olarak,
Buhara’dan gidince, çok üzüldü buna halk.

Zira çok seviyordu cemaat kendisini.
Hiç anlayamadılar ne için gittiğini.

Velakin kalb gözleri açık olan müminler,
Anlayıp, cemaati teselli eylediler.

Dediler ki: (Hocamız, evliyadan bir kişi.
Gönül ehli zatların, hikmetlidir her işi.

Bu gidişlerinde de, vardır elbet bir hikmet.
Almıştır bunun için bir manevi işaret.)

İnce, uzunca boylu, beyaz sakalı vardı.
Uzun bir yolculukla Hasankale’ye vardı.

Bevelkasım köyünün, imam oldu halkına.
İnsanlar, akın akın toplandı etrafına.

www.gonulsultanlari.com