Gönül Sultanları.com >  Dört Mezhep İmamı > Seyyide hürmet
Seyyide hürmet
İmam-ı Şafii ki, üstaddı din ilminde.
Bir gün ders veriyordu, Bağdat’ın camiinde.

Lakin ders arasında, müteaddit defalar,
Ayağa kalkıp kalkıp, oturuyordu tekrar.

Bu, o gün, tam on defa böyle tekrar edince,
Bu hal, meraklandırdı talebeyi iyice.

Dediler ki: (Efendim, hikmeti ne ki acep,
Kalkıp oturursunuz ara ara böyle hep?)

Buyurdu: (Seyyidlerden bir çocuk var dışarda.
O, kapının önünde oynuyor şu arada.

Lakin oyun icabı, bazen kapı önünden,
Geçerken, kalkıyorum ona hürmet yönünden.

Bir evlad-ı Resul ki, ayaktadır o evlat,
Reva mıdır başkası otursun böyle rahat?)

Talebeden biri de, bir hadise nakleder:
Bir gün çıktık camiden, İmam ile beraber.

O, cevap veriyordu benim sorduklarıma.
O ara bir hizmetçi, koşup geldi İmama.

Dikkat ettim, elinde tutuyordu bir kese.
Dedi ki: (Efendimin çok selamı var size.

O, hediye gönderdi, bu bir kese altını.
Dedi ki: Bunlar ile, görsün ihtiyacını.

Lütfen kabul buyursun, göndermesin geriye.
Kendi için harcasın, vermesin bir gayriye.)

Buyurdu ki: (Şuraya bırak onu pekala.
Daha muhtaç olanı gönderir Hak teâlâ.)

Hizmetçi, bir kenara bıraktı o keseyi.
Merak etti, gelecek daha muhtaç kimseyi.

İmam sürmemişti ki elini o paraya,
Çok geçmeden, bir kimse geliverdi oraya.

Arz etti ki: (Efendim, ben fakir ve muhtacım.
Bilhassa bu günlerde nakte var ihtiyacım.

Zira çocuğum oldu, hiç param yok vallahi.
Bebeği sarmak için, yok evde bir bez dahi.

Allah için, şu ara çok muhtacım paraya.
Biraz lütfederseniz, derman olur yaraya.)

İmam, üzüntü ile dinledi o kimseyi.
Ve işaret ederek, gösterdi o keseyi.

Buyurdu ki: (Al götür, altın varmış içinde.
Kullanırsın her türlü ihtiyacın için de.)

Hiç elini keseye dokundurmadan, yine,
Verdi onu, o gelen ihtiyaç sahibine.

Halbuki kendi dahi muhtaç idi buna pek.
Lakin onu, kendine tercih etti severek.

Yine bir gün İmam-ı Şafii hazretleri,
Mekke’ye gelmiş idi, o ve talebeleri.

Bir çadır kurdurarak, Mekke’den dışarıda,
Gelen ziyaretçiyi, kabul etti orada.

Akın akın gelerek, sordular çok sualler.
Hepsinin müşkilini halletti birer birer.

Yanında onbin dirhem parası vardı ki hem,
Fakir olanlarına, dağıttı dirhem dirhem.

Hepsini bitirince, memnun oldu begayet.
Dedi ki: (Oh çok şükür, rahat ettim nihayet.)

www.gonulsultanlari.com