Gönül Sultanları.com >  Eshâb-ı Kirâm > Demirden gömlek
Demirden gömlek
Habbab ibni Eret de, ilk iman edenlerden.
Çok eziyet görürdü o dahi kâfirlerden.

Ümmü Emmar adında birinin kölesiydi.
Bu kadın, müşrik olup, onun efendisiydi.

Kimsesiz olduğundan hem de Habbab bin Eret,
Müşrikler, kendisine yapardı çok eziyet.

Soyup elbisesinden kâfirler bazen onu,
Dikenle tararlardı, mübarek vücudunu.

Bazen demirden gömlek ona giydirirlerdi.
Güneşte, uzun zaman öyle bekletirlerdi.

Bazen yassı taşları, güneşte kızdırarak,
Ve çıplak vücuduna kuvvetle bastırarak,

Derlerdi ki: (Dininden dön acele ey Habbab!
Sırf bizim putlarımız Lat ile Uzza’ya tap.)

O ise, (La ilahe illallah) deyip her an,
Hiç taviz vermez idi dininden imanından.

Müşrikler, onun için bir gün ateş yaktılar.
Çıplak, sırtı üzeri ateşe yatırdılar.

O derdi ki: (Ya Rabbi, görüyorsun halimi.
Kâfirler tarafına kaydırma sen kalbimi.)

Gündüzleri bu minval eza gören bu Habbab,
Gece, efendisinden görürdü ayrı azap.

O dahi, bir demiri ateşte kızdırarak,
Dağlardı onu her gün, başına bastırarak.

Bir gün Hazret-i Habbab, Sevgili Peygambere,
Bu acıklı halini arz eyledi bir kere.

Gösterip başındaki yanık izlerini hep,
Müstecap duasını eyledi Ondan talep.

Resul, çok üzülerek çektiği bu azaba,
Dedi ki: (Ya ilahi, yardım eyle Habbab’a!)

Anında kabul oldu Onun bu temennisi.
Bir derde yakalandı onun o efendisi.

Müşrikin habis başı, şiddetle ağrıyordu.
Bunun ızdırabıyla inleyip ağlıyordu.

Çare bulamadılar bu başının derdine.
Nihayet bir tanesi dedi ki kendisine:

(Ateşte kızdırarak bir demir parçasını,
Her gün dağlatacaksın o demirle başını.)

Çaresizlik içinde, Habbab’ı çağırarak,
Dedi: (Dağla başımı bir demir kızdırarak.)

Artık o, bir demiri her gün kızdırıyordu.
O kâfirin başına bastırıp dağlıyordu.

Bir gün de, bu sahabi gitti As bin Vail’e.
Ondan, alacağını istedi rica ile.

O ise müşrik olup, şöyle dedi kininden:
(Vermem alacağını dönmez isen dininden.)

Dedi: (Ben hayatta ve öldükten sonra dahi,
Bu din üzerindeyim, vazgeçemem vallahi.)

www.gonulsultanlari.com