Gönül Sultanları.com >  Peygamberler > Âdem aleyhisselam > Çamur olup kurudu
Çamur olup kurudu
Allah, Âdem Nebi’nin toprağını, o zaman,
Çeşitli safhalardan geçirip yaptı insan.

Emretti, o toprağa Hava koydu Cebrail.
Ateş ilave etti, daha sonra Mikail.

Ve yetmiş bin meleğe emretti daha sonra.
Su getirip döktüler, her biri o çamura.

Bir müddet yerde kalan o çamura, melekler,
Allah’ın emri ile, insan şekli verdiler.

Cansız bir heykel oldu, gayet güzel ve düzgün.
Kudret güneşiyle de, kurudu bir nice gün.

Öyle ki, dokunulsa hafifçe ona bir kez,
Pişkin bir saksı gibi, çınlayıp verirdi ses.

Velhasıl cansız olan bu kalıp tamamlandı.
Hak teâlâ emriyle, kırk sene yerde kaldı.

Emretti sonra Allah cümle melaikeye:
(Gidin de, o kalıbı ziyaret edin!) diye.

Melekler, hemen gelip yakınına vardılar.
Onun güzelliğine bakıp hayran kaldılar.

Zira görmemişlerdi böyle şey yeryüzünde.
Bir zerafet var idi endamında, yüzünde.

Ve gayr-i ihtiyari, şöyle dediler ki hep:
(Allah, bundan güzel şey yaratmış mıdır acep?)

İblis kovulmamışken, henüz Allah katından,
Geçerdi teb'asıyle, o yerin yakınından.

Eyleştiler hemence, görünce yerde onu.
Ve çok merak ettiler, onun ne olduğunu.

Parmağının ucuyla, dokundu İblis biraz.
Hasıl oldu o anda, çok kuvvetli bir avaz.

Meğer bir yabancının eli dokunduğundan,
Böyle çok kuvvetli ses, o zaman çıkmış ondan.

Endişeye kapılıp ve içinden dedi ki:
(Bu, büyük bir iş için yaratıldı belli ki.)

Lakin belli etmedi bunu hiç etrafına.
Başka türlü konuştu, kalbinin hilafına.

Dedi ki: (Bunun için, etmeyin hiç endişe.
Baksanıza içi boş, yaramaz hiç bir işe.

İsterseniz karnından, ben içeri gireyim.
İçinde bir şey varsa, size haber vereyim.)

Deldi sonra karnını, giriverdi içeri.
Gördü orda bilcümle, göklerdeki şeyleri.

Ve bir mahzen gördü ki, kilit var kapısında.
Lakin açamadı ki, ne vardır arkasında?

Bu acayip şeyleri görünce daha şaştı.
Önceki endişesi, daha da fazlalaştı.

Dedi ki: (Yaratıldın, sen büyük bir iş için.)
Çıktı yine dışarı, hiç belli etmeksizin.

Teb'asına dedi ki: (Eğer bunu, Rabbimiz,
Tutar ise sizlerden daha üstün ve aziz,

Ve hürmet etmenizi, isterse sizden eğer,
Sizler ne yaparsınız, o zaman ey melekler?)

Dediler: (Bize her ne emrederse Rabbimiz,
O emre mütabaat ederiz elbette biz.)

İblis hiç beğenmedi bu cevabı kibrinden.
Hemen kendi kendine, şöyle dedi içinden:

(Onu tercih ederse, muhalefet ederim.
Beni aziz tutarsa, onu helak eylerim.)

Halbuki Hak teâlâ buyurdu ki: (Sizin ben,
Bilirim gizli açık, ne geçse kalbinizden.)


www.gonulsultanlari.com