Gönül Sultanları.com >  Peygamberler > Âdem aleyhisselam > Ruh girmek istedi
Ruh girmek istedi
Allah, Âdem Nebi’nin kalıbına ruh ve can,
Vererek, diriltmeyi murad ettiği zaman,

Ruh, bedeni cansız ve karanlık yer görünce,
İçeriye girmeyi, istemedi ilk önce.

O zaman Cebrail'e buyurdu cenâb-ı Hak:
(Habibimin nurunu, al emanet olarak.

Getirip koy ki hemen, iki kaş mabeynine,
Ruh girsin ona bakıp, Âdemin bedenine.)

Yani nasıl avcılar, bir kuş avlamak için,
Cazip yemler koyarlar o yere biraz ilkin.

Yani tuzak kurarlar o kuşa daha önce.
Gelip girer tuzağa, kuş, o yemi görünce.

Ruh kuşu da, bu nuru görünce oldu hayran.
Girdi zevk ve şevk ile, gözünün pınarından.

Lakin girip gördü ki, bu yer çok karanlıkmış.
Birbirine zıt olan dört maddeden yapılmış.

Ateş, hava, su, toprak, hepsi zıt birbirine.
(Bu bina çabuk çöker) dedi kendi kendine.

O sırada gördü ki, üzerine dört yandan,
Saldırıya geçtiler, bir hayli vahşi hayvan.

Ne kadar kötü huylar varsa insan içinde,
Ruha hücum ettiler bir hayvan biçiminde.

Gadap, bir canavardı, şehvet, sanki bir akrep.
Her sınıf hayvan vardı, saldırdılar ona hep.

Nazlı ruh, uzun yıllar, mukaddes alemlere,
Alışık olduğundan, şaşırdı birden bire.

Bu durum karşısında, istedi geri dönmek.
Lakin kendi kendine, bu, mümkün değildi pek.

Çaresizlik içinde, bir âh dedi o saat.
Aksırıp, her azası canlandı, buldu hayat.

Ruh yerleşti ise de, bedenine Âdem’in,
Bu karanlık cesede, alışamadı lakin.

Allahü teâlâya, yakınlık anlarını,
Düşünüp, üzülürdü eski makamlarını.

Bu beden kafesini parçalayıp, o yine,
Kavuşmak istiyordu, önceki günlerine.

Velhasıl bu cesede, etmedi hiç muhabbet.
Kuramadı onunla, bir yakınlık ve ülfet.

Zira değil idiler, ikisi aynı cinsten.
O, âlem-i halktandı, bu, âlem-i emirden.

Sonsuz kudret sahibi bulunan Hak teâlâ,
Bu iki zıt şeyleri, getirdi bir araya.

Sonra Allah, havayı, bedene gıda edip,
Gönderdi ciğerlere, meleklere emredip.

Böylece en lüzumlu gıda olan bu hava,
Bahş oldu Rabbimizden, insanlara bedava.

Rabbinin kokusunu, ruh alıp bu havadan,
Taze hayat buluyor her saniye ve her an.

Zira insan, her nefes alıp ve verdiğinde,
(H) sesi hasıl olur, dikkat edildiğinde,

Allah kelamının da, son sesi yine (H)dır.
İşte o (H) sesleri, Allah’ı hatırlatır.

İnsan, günde binlerce nefes alıp veriyor.
Yani ruha, binlerce, Ondan haber geliyor.

Ruh, Rabbinden aldıkça an be an bu haberi,
Beden de o müddette, kalır canlı ve diri.

Ne zaman ki bu haber gelmez olur bir daha,
O beden ölmüş olur, ruh kavuşur Allah’a.

www.gonulsultanlari.com