Gönül Sultanları.com >  Peygamberler > Salih aleyhisselam > Yüzü çok güzeldi
Yüzü çok güzeldi
Hak teâlâ, çok nimet verdi Semud kavmine.
Hepsi gark olmuşlardı, dünya nimetlerine.

Lakin elleri ile putlar imal ederek,
Taparlardı onlara, ilah, tanrı diyerek.

Davet etmesi için, onları doğru yola,
Artık Salih Nebi’yi, gönderdi Hak teâlâ.

Dünyaya gelir gelmez lakin Salih peygamber,
Duyar oldu insanlar, birtakım garip sesler.

Bir bayram gününde de, eğlenirdi ki hepsi,
Bir ara, ağaçlardan ses duydular cümlesi.

Allah'ın izni ile, ağaçlar geldi dile.
Halkı ikaz ettiler, şu kelimeler ile:

(Ey Semud insanları, niçin gaflettesiniz?
Niçin hakikatleri idrak edemezsiniz.

Ağaçlarınız ile, sizlere Hak teâlâ,
Meyve ihsan ediyor, senede iki defa.

Daha nice nimetler etmişken size ihsan,
Siz, niçin buna karşı, edersiniz hep isyan?

Size, bu nimetleri, Allah iken veren hep,
Putlara taparsınız siz hâlâ, neden acep?)

Ağaçlardan bu sesi duyunca bu kişiler,
Hepsini, balta ile bir bir kesip biçtiler.

Sonra ehlî hayvanlar, bağırdılar hep birden.
Dediler: (Ey insanlar, vazgeçin bu kibirden.

Ağaçların dediği, çok doğru idi elbet.
Yalnız Hak teâlâya yapılır her ibadet.)

Bunu da işitince, daha fazla azdılar.
O hayvanları dahi, tutup boğazladılar.

Bağırmaya başladı, sonra vahşi hayvanat.
Dediler ki: (Ey kavim, etmeyin artık inat.

İbadet edilecek, yalnız bir ilah vardır.
O da, sizi yaratan Allahü teâlâdır.

Siz niçin ağaç kesip, hayvan öldürürsünüz?
Onlar doğru söyledi ve lakin siz körsünüz.)

Bunu dahi işitip, silaha sarıldılar.
Onları vurmak için, hayli kovaladılar.

Hayvanlar hem kaçıyor, hem de şöyle diyordu:
(Ya Rabbi, Semud kavmi sana hep asi oldu.

Bilcümle nimetleri, sen verirken onlara,
Onlar, seni bırakıp, tapıyorlar putlara.

Yaydılar yeryüzüne, zulüm, fesat ve günah.
Peygamberin Salih'le, onları eyle ıslah.)

Vakta ki Salih Nebi geldi yedi yaşına,
Nurlar saçılıyordu, yüzünden etrafına.

Yanakları kırmızı, beyaz idi hem yüzü.
Konuşması fasih ve tatlı idi her sözü.

Kavminin sevgisini kazandı büyüdükçe.
Herkesin hayranlığı, arttı ona gittikçe.

Hele yirmi yaşına girince Salih Nebi,
Parlardı nur cemali, ondördüncü Ay gibi.

Onun güzelliğini, dil ile anlatmaya,
Güç yetmezdi hem dahi, cemaline bakmaya.

Otuz yaşında ise, ilim, hikmet, sekîne,
Gibi üstün vasıflar verildi kendisine.

www.gonulsultanlari.com