Gönül Sultanları.com >  Peygamberler > İsmail aleyhisselam > Şeytan rezil oldu
Şeytan rezil oldu
Hiç yüz bulamayınca, la’in şeytan Hâcer’den,
Rezil rüsvay olarak, geri döndü o yerden.

İhtiyar kılığına girerek aynı minval,
Hazret-i İsmail’in yanına geldi derhal.

Dedi ki: (Ey İsmail, bilir misin ki şu an,
Nereye götürüyor acaba seni baban?)

Anlamadı o onun, bir şeytan olduğunu.
Dedi: (Ziyaretine götürüyor dostunu.)

Şeytan, yemin ederek, dedi ki: (Ey İsmail!
Kesmeye götürüyor, ziyaret falan değil.)

Dedi ki: (Hiçbir baba, öldürür mü oğlunu?
Gördün mü sen ömründe, böyle şey olduğunu?)


La’in şeytan bu sefer, dedi ki İsmail’e:
(Bunu, Allah emretti, belki de rüya ile.)

O dedi: (Bunu Allah emrettiyse eğer ki,
Buna, can-ü gönülden razıyım elbetteki.)


Sonra da, babasına dedi ki: (Bu ihtiyar,
İster ki versin bana, bir vesvese ve zarar.)

Buyurdu: (Ona taş at, uzaklaşsın bu yerden.)
İsmail taş atınca, def olup gitti hemen.

Şeytan, İsmail’den de, hiç yüz bulamayarak,
Hazret-i İbrahim’e, yaklaştı son olarak.

Dedi ki: (Ey İbrahim, sen yanlış yapıyorsun.
Şeytan vesvesesiyle, hareket ediyorsun.

Bir rüya üzerine, oğlunu boğazlama.
Sonra pişman olursun, çaresi olmaz ama.)

Anladı lakin onun, bir şeytan olduğunu.
Şöyle cevap vererek, yanından kovdu onu:

(Bu, Rabbimin emridir, sen ise bir şeytansın.
İbrahim ve ehline, bir zarar yapamazsın.)


Bu cevabı alınca, rezil oldu bir daha.
Oradan uzaklaştı ve gizlendi bir dağa.

Oradan vesveseler vermeye etti devam.
İsmail’e hitaben, söyledi bazı kelam.

Dedi ki: (Ey İsmail, şimdi kanın akacak.
Öleceksin, kabrin de içimde bulunacak.)

İsmail, babasına arz etti ki o zaman:
(Şöyle şöyle bir sesler duyuyorum şu dağdan.)

Buyurdu ki: (Evladım, duyarım ben de, fakat,
Şeytandır o konuşan, etme ona iltifat.)


Sonra, Buseyr dağına, iyice yaklaştılar.
O anda, göklerdeki melekler ağlaştılar.

Dediler: (Sübhanallah! bir peygamber, oğlunu,
Boğazlamak üzere, getirdi şimdi onu.

Sabr-ü tahammülünü ziyade et sen onun.
Zira hiç tereddütsüz, emrine eğdi boyun.)

Velhasıl Halilullah, orada İsmail’e,
Gördüğü rüyaları, anlattı tamamiyle.

Ve sonra buyurdu ki: (İşte böyle evladım!
Seni kurban etmeyi, Rabbimden emir aldım.

Ve seni, bu maksatla getirdim ben bu yere.
Bu babda fikrin nedir, ne diyorsun bu emre?)


Dedi ki: (Babacığım, ne derim ki bendeniz.
Beni boğazlamanı, emretti mi Rabbimiz?)

O (Emretti) deyince onun bu sualine,
Sürur ve sevinç doldu, İsmail’in kalbine.

www.gonulsultanlari.com