Gönül Sultanları.com >  Peygamberler > Musa aleyhisselam > Mısır’dan hicreti
Mısır’dan hicreti
Fir’avnın sarayında, Musa aleyhisselam,
Büyüdü, erginleşti, delikanlı oldu tam.

Bir gün şehri gezerken, rastladı bir kıbtiye.
Eziyet ediyordu müminlerden birine.

Ondan yardım istedi, o mümin bağırarak.
O da, gelip kıbtiye dedi ki: (Onu bırak!)

Ayırmak istiyorken onları birbirinden,
O kıbti sendeledi, düştü ve öldü birden.

Fir’avn verdi emrini şöylece askerine:
(Onu bulup öldürün, ceza gelsin yerine!)

Musa aleyhisselam, alınca bunu haber,
Mısır'dan hicret ile, eyledi o gün sefer.

Hiç de yol bilmiyordu, şaşa kaldı o saat.
Zira hiç önceleri etmemişti seyahat.

Ana yolu takiben yürüdü yavaş yavaş.
Yoktu hiç yol azığı, yoktu ona bir yoldaş.

Fir’avnın askerleri, onu yakalamaya,
Dağıldılar bilhassa gizli, tali yollara.

Lakin o, ana yoldan, açıkça gidiyordu.
Onun böyle gitmesi, hiç akla gelmiyordu.

Cibril aleyhisselam girip insan şekline,
Rehber olup götürdü, onu Medyen şehrine.

Sekiz gün yolculukta, çekmişti çok meşakkat.
Oturup, insanların haline etti dikkat.

Çobanları gördü ki, önlerinde sürüler.
Sırayla, bir kuyudan onlara su verirler.

Görülmemiş izdiham, sıkışıklık vardı hem.
İnsanlar, bir su için çekerlerdi çok elem.

Onların içlerinde, iki kız vardı, ama,
Kenarda beklerlerdi, girmeyip izdihama.

Yanlarına giderek, buyurdu ki: (Niçin siz,
Diğer çobanlar gibi sıraya girmezsiniz?)

Dediler: (Onlar erkek, biz aciz kadınlarız.
Onlar gider, biz sonra hayvanları sularız.

Gerçi Şuayb namında, bizim bir babamız var.
Lakin o da acizdir, çünkü hayli ihtiyar.)

Onlara şefkatinden dedi ki: (Buralarda,
Başka kuyu var ise, sulayın siz de orda.)

Dediler: (Şu ilerde başka bir kuyu vardır.
Ve lakin üzerinde bir kaya var, çok ağır.)

Buyurdu ki: (Gösterin bana siz o kuyuyu.
Açayım üzerini, belki de boldur suyu.)

Dediler: (O kayayı kaldıramaz on kişi.
Sen nasıl yapacaksın tek başına bu işi?)

Buyurdu: (Hak teâlâ ederse bana yardım,
O kayayı inşallah kolayca kaldırırım.)

Geldi kuyu başına, andı Hak teâlâyı.
Ve Bismillah diyerek kaldırdı o kayayı.

Kızlardan ip ve kova isteyip daha sonra,
Su çekip, rahatlıkla su verdi koyunlara.

Kızlar, hayret içinde bakıp birbirlerine,
Dediler: (Rastlamadık böyle müşfik birine.)

Müteşekkir kalarak ettiler eve avdet.
Lakin onun haline, etmişlerdi çok hayret.

Şuayb Nebi sordu ki: (Ne oldu ki bugün siz,
Her günküne nazaran daha erken geldiniz?)


www.gonulsultanlari.com