Gönül Sultanları.com >  Peygamberler > Süleyman aleyhisselam > Vefatı
Vefatı
Süleyman Peygamber ki, hükmederken dünyaya,
Allah’tan utanarak, ederdi Ondan hayâ.

Zaten onun, Rabbinden, bu mülk ve saltanatı,
Talep etmesindeki yegane, tek maksadı,

Dinini daha kolay yaymaktı insanlara.
Ve kabul ettirmekti, kendisini onlara.

Bir mucize olarak istemişti o mülkü.
İnsanlar, saltanata kıymet verirdi çünkü.

Bu kadar dünyalığa sahip iken, o yine,
Alçak gönüllülüğü, şiar etti kendine.

Daima Hakk'a karşı, bildi acizliğini.
Durmadan cihad edip, tebliğ etti dinini.

Hem öyle adaletle hükmetti ki kırk sene,
Dünya meliklerini hayran etti kendine.

Bu kadar çokken onun, mülkü ve saltanatı,
Bu nisbette çok idi, ibadet ve taatı.

Girip kendi yaptığı, o mescid-i Aksa’ya,
Hep ibadet yapardı, Allahü teâlâya.

Ve hatta bir iki ay, çıkmazdı dışarı pek.
Yemek için, yanına, alırdı biraz ekmek.

Her sabah, mihrabında, biter idi bir fidan.
Sorardı o fidana: (Neyedir senin faydan?)

Her fidan söyler idi, ona önce adını.
Sonra da arz ederdi, neye yaradığını.

Bir gün keçi boynuzu mihrapta gördü birden.
Ona dahi sordu ki: (Senin nedir faiden?)

O şöyle cevap verdi Süleyman Peygambere:
(Ben, senin mescidini geldim harab etmeye.)

Dedi: (Ben hayattayken, mescidim olmaz harap.)
Vefat edeceğini anlayıp dedi: (Ya Rab!

Ecelim yakın ise, öleceksem ben şayet,
Gizle bu cinnilerden öldüğümü bir müddet.

Böylelikle insanlar, anlasınlar ki iyi,
Asla bilmez cinniler, olacak hadiseyi.)

Sonra, yine mihrapta, dayanıp asasına,
Devam etti her günkü namazın edasına.

İşte bu vaziyette kılarken namazını,
Melek-ül mevt gelerek, alıverdi canını.

İbadet eylediği mescid-i Aksa’nın da,
Birer delik var idi, önüyle arkasında.

Cinler, bu deliklerden takip edip hep onu,
Görürlerdi devamlı ayakta durduğunu,

Sandılar ki, ayakta namaz kılıyor yine.
Vakıf olamadılar işin hakikatine.

Hayatta zannederek, Süleyman Peygamberi,
Aynen yapıyorlardı ağır ve zor işleri.

Aradan uzunca bir zaman geçti bu minval.
Hatta gariplerine gitmiyordu işbu hal.

Zira o, önceden de dışarı çıkmazdı pek.
Hep ibadet yapardı, sabahtan akşama dek.

Sonra bir ağaç kurdu, asa’yı kemirince,
Süleyman Peygamber de yere düştü böylece.

Yere düşmüş görünce, mübarek bedenini,
O zaman anladılar vefat eylediğini.

Cinniler, insanlara derdi ki o devirde:
(Biz biliriz, her ne ki olacaksa ilerde.)

Bu hadiseden sonra, kesildi hep sesleri.
Zira çıktı ortaya, yalan söyledikleri.

www.gonulsultanlari.com