Gönül Sultanları.com >  Peygamber Efendimiz > Gençliği ve Evlenmesi > Zeyd bin Harise
Zeyd bin Harise
Zeyd çocukken, annesi onu alıp yanına,
Ziyarete giderken bir akrabalarına.

Yol üstünde haydutlar, Zeyd’i esir aldılar.
Sonra bir panayırda satlığa çıkardılar.

Hazret-i Hatice’nin vardı ki bir yeğeni,
Gördü bu panayıra bir esir geldiğini.

Onu, dörtyüz dirheme hemen satın alarak,
Halası Hatice’ye verdi hibe olarak.

O da hediye etti Zeyd’i Resulullaha.
Zeyd, artık o Serverden ayrılmadı bir daha.

Resul onu alınca, aynı gün etti azat.
Ve Onu çok severek, edindi hemen evlat.

Lakin onu, babası ediyordu çok merak.
Perişan etti onu, bu ayrılık, bu firak.

Yanıp tutuşuyordu bu evlat ateşiyle.
Her gün Zeyd’i düşünür, ağlardı gözyaşiyle.

Zira henüz çocukken kaybetmişti oğlunu.
Diyar diyar gezerek, arıyordu hep onu.

Bir yıl, o kabileden Beytullah’a geldiler.
Zeyd’i orada görüp, ona haber verdiler.

Babası çok sevinip, kardeşini alarak,
Cebine, bu maksatla hayli para koyarak,

Kölelikten kurtarmak gayesiyle oğlunu,
Sevinç ve heyecanla tuttu Mekke yolunu.

Sonra Resulullahın evini öğrenerek,
Çıktı huzurlarına iltifatlar ederek

Dedi ki: (Ey Kureyş’in büyüğü, efendisi!
Ve ey Haşim oğlunun en şerefli kişisi!

Siz ikram edersiniz yolcuya, misafire.
Hürriyet verirsiniz hem köle ve esire.

Duydum ki, yanınızda köle imiş oğlumuz.
Onun azad olması, en yegane arzumuz.

İstediğin parayı vereyim bol olarak.
Yeter ki oğlum Zeyd’i azad et, serbest bırak!)

Resul onu dinleyip, buyurdu ki: (Ey Kişi!
Çağırıp, kendisine soralım biz bu işi.

Sizin ile gitmeyi isterse evladınız,
Bir şey istemiyorum, sizin olsun, alınız.

Lakin sizi değil de, tercih ederse beni,
Veremem hiç kimseye beni tercih edeni.)

Bu cevabı duyunca, bir hayli sevindiler.
(Bizi sen, ihsan ile karşıladın) dediler.

Resul’ün davetiyle Zeyd içeri girince,
Babası onu görüp, gark oldu bir sevince.

Resul Zeyd’e sordu ki: (Kimlerdir bu ikisi?)
Dedi ki: (Biri babam, amcamdır ötekisi.)

Buyurdu: (Bunlar seni, gelmişler almak için.
Serbestsin, ister kalır, ister gidebilirsin.)

O, hemen Peygamberin yanına sokularak,
Dedi: (Ölene kadar, isterim burda kalmak.

Zira sizden gördüğüm bu şefkati, vallahi,
Gösteremez oğluna, bir anne baba dahi.

Benim için kölelik, buradan ayrılmaktır.
Ve benim hürriyetim, size köle olmaktır.)

Babası bunu duyup, sürur geldi kalbine.
Ve müsterih olarak, döndü memleketine.

www.gonulsultanlari.com