Gönül Sultanları.com >  Peygamber Efendimiz > Tebük Seferi > Bir mucize daha
Bir mucize daha
Peygamber efendimiz ve şanlı mücahidler,
Zorlu bir yolculukla Tebük’e eriştiler.

Lakin karşılarında yoktu Bizans ordusu.
Zira korkularından kaçmışlardı doğrusu.

Nitekim evvelce de, rum ordusu Mute’de,
Uğramıştı çok büyük, ağır mağlubiyete.

Hem de üçbine karşı, yüzbin kişi idiler.
Şimdiyse Müslümanlar, otuzbin kişiydiler.

Hatta kumandanları, Sevgili Peygamberdi.
Uğrunda, seve seve can feda ederlerdi.

Eshabın geldiğini işitince o Rumlar,
Fena halde korkarak, ortadan kayboldular.

Resulullah, Eshabla ederek istişare,
Gitmediler Tebük’ten ileri başka yere.

O bölgede oturan bir kısım kabileler,
Resulullaha gelip, hep eman dilediler.

O Server, bekliyorken düşmanı oralarda,
Eshabiyle sohbetler eyledi o arada.

O mübarek kalbinden çıkan feyiz ve nurlar,
Sahabe-i kiramın kalbini doldurdular.

Bir gün buyurdular ki: (Kulların iyisini,
Bildireyim mi size, hem de şereflisini?)

Onlar (Bildir) deyince, buyurdu ki o zaman:
(Son nefesine kadar eğer ki bir Müslüman,

Hak yolda, hiç durmadan çalışırsa eğer ki,
İnsanların iyisi, o kuldur elbette ki.

Yine Kitabullahı okuyup da, kim ondan,
Hiç faydalanmıyorsa, odur en kötü insan.)

Şehidlik hakkında da buyurdu ki bir defa:
(Ben yemin ederim ki Allahü teâlâya,

Yarın mahşer yerine, şehid olan kimseler,
Kılıçları boynunda, kan akarak gelirler.

Ve nurdan minberlerde otururlar o günde.
İnsanlar gıbta eder onları gördüğünde.)

Velhasıl mücahidler, emri ile Resulün,
Düşmanı o mevkide beklediler yirmi gün.

Sonra da Medine’ye dönmek için bu sefer,
Toparlanmalarını emreyledi o Server.

Velakin aç idiler mücahidler o ara.
Gelip arz eylediler bunu Resulullaha.

Zira açlıklarından sanki tükenmişlerdi.
Hiç yürüyemeyecek bir hale gelmişlerdi.

Resulullah, bir yaygı serdirip yer üstüne,
Yiyecekten ne varsa, yığdırdı üzerine.

Küçük bir tencereyi zor doldururdu bunlar.
O Server abdest alıp, bir dua buyurdular.

Peygamber-i zişânın duasıyla o zaman,
Hak teâlâ, yemeğe bereket etti ihsan.

Bir tencere yemeği, dağıttı Eshabına.
Doldurdu fazla fazla, herbirinin kabına.

Otuzbin sahabinin kabına yemek koydu.
Hepsi de o yemekten, o gün yedi ve doydu.

Koca İslam ordusu yedi de hepsi tek tek,
Yine de tencerede eksilmedi o yemek.

www.gonulsultanlari.com