| Seyyid Fehim Efendi, üstadının yanından,Ayrılmak istemezdi bir süre, hatta bir an.
 
 Hep onu düşünür ve onu hayal ederdi.
 Onun teveccühüne ermekti asıl derdi.
 
 Onun, güneş misali saçtığı o nurlardan,
 İstifade etmeye çalışırdı durmadan.
 
 Ona muhabbetinden, çoğu kış geceleri,
 Kapısında yatarak, sabahlardı ekseri.
 
 Başını, o kapının koyarak eşiğine,
 Kavuşmak istiyordu onun teveccühüne.
 
 Hatta bazen şiddetli kar yağışı olurdu.
 Vücudu, o karların içinde kaybolurdu.
 
 Bir gün, yine yatmıştı kapının eşiğine.
 Böyle halis sevginin, az rastlanır eşine.
 
 Üstadı Seyyid Taha, kalkarak geceleyin,
 Dışarı çıkıyordu teheccüd kılmak için.
 
 O gece de, dışarı çıkmak istediğinde,
 Gördü ki, Seyyid Fehim yatar eşik dibinde.
 
 Onu yerden kaldırıp, buyurdu ki: (Ey Fehim!
 Şu anda, hakkınızda şudur ki benim fikrim,
 
 Siz, ilimde çok derin bir bahr-i ummansınız.
 Bunu yere sermeye, olmamalı hakkınız.)
 
 O zaman Seyyid Fehim arz etti ki: (Efendim!
 Yüksek himmetinize çok muhtaçtır bu Fehim.)
 
 O zaman Seyyid Taha, büyük bir muhabbetle,
 Kucaklayıp sarıldı, sıktı onu kuvvetle.
 
 O an Seyyid Fehim’in öyle oldu ki hali,
 Kalbine, nur ve feyiz aktı Nehir misali.
 
 Nihayet tasavvufta yükseldi ki o kadar
 Artık nefis ve şeytan, vermezdi ona zarar.
 
 O günlerde, kalbinden geçirdi ki bir gece:
 Herhalde kâfi gelir, çıktığım bu derece.
 
 Sabahleyin, varınca üstadına pür sevinç,
 Üstadı buyurdu ki: (Sen kaplan gördün mü hiç?)
 
 Dedi: (Hayır efendim, duydum ki şunu fakat,
 Gayesine ermekte, etmezmiş hiç kanaat.)
 
 Buyurdu ki: (Sen dahi, o kaplanlar misali,
 Bu yolda edindiğin şeyleri görme kâfi.)
 
 Seyyid Fehim Efendi, o büyük üstadından,
 Feyz alıp, himmetiyle çok yükseldi an be an.
 
 Ondan istifadesi vakta ki oldu tekmil,
 O da oldu sonunda, bir kâmil-i mükemmil.
 
 Üstadı, kendisine buyurdu ki nihayet:
 (Seyyid Fehim, ben sana verdim mutlak hilafet.)
 
 Arz etti ki: (Bu, gayet ağır yüktür efendim!
 Kaldıramam ben bunu, hem de layık değilim.)
 
 O zaman buyurdu ki: (Bunu kabul etmekte,
 Siz ihtiyar sahibi değilsiniz ebette.
 
 Çünkü bu hilafeti, zahirde versek de biz,
 Bir nice tasdiklerden geçmiştir bilesiniz.
 
 Bizzat tasdik etmiştir bunu Resul-i ekrem.
 Tasdik etti bilcüme sadat-ı kiram da hem.
 
 En son tasdik etmekte, mecbur kaldım ben dahi.
 Siz de kabul etmekte, mecbursunuz bittabi.)
 
 Böylece halifesi olup Seyyid Taha’nın,
 Yıllarca hizmetinde bulundu cümle halkın.
 
 |