| Halid Turan Bey vardı, sevdiği ahbabından.Şöyle bir hadise de, geçmiş onun başından.
 
 Kendisi anlatıyor: Efendi’nin evine,
 Bir gün, yalnız olarak gittim ziyaretine.
 
 Ben oturur oturmaz, kütüphanelerinden,
 Bir kitabı çekti ve bir yer açtı içinden.
 
 Sonra bana uzatıp, açık olan o yeri,
 Buyurdu ki: (Al Halid, oku şu sahifeyi.)
 
 Kitap arabi idi, (Peki) dedim ben hemen.
 Başladım okumaya gösterdiği o yerden.
 
 Lakin yanlış okudum bazı kelimeleri
 O, hemen düzeltirdi yanlış olan yerleri.
 
 O sahife bitince, dedi: (Oku bir daha!)
 (Peki) deyip, yeniden başladım okumaya.
 
 Yine yanlış olunca, düzeltiyordu hemen.
 Sonunda, hiç yanlışsız okudum mükemmelen.
 
 O zaman buyurdu ki: (Okuman oldu iyi.
 Şimdi dahi Türkçe’ye çevir bu sahifeyi.)
 
 Başladım çevirmeye yine (Peki) diyerek,
 Lakin zorlanıyordum, kolay da değildi pek.
 
 Takıldığım yerlerde, o yardım ediyordu.
 İyi anlamam için, gayret sarfediyordu.
 
 Sahifenin sonuna gelince en nihayet,
 Buyurdu ki: (Al baştan, tercümeyi tekrar et.)
 
 Okuyup mana verdim yine o satırları.
 Onun yardımı ile düzelttim hataları.
 
 Velhasıl çok mükemmel anlayıncaya kadar,
 O gün, o sahifeyi okuttu tekrar tekrar.
 
 Lakin hiç bilmiyordum niçin okuttuğunu.
 Kendilerine dahi, sormadım o gün bunu.
 
 Fakat biliyordum ki, vardır bir sebep, hikmet.
 Dedim ki: (İleride anlarım bunu elbet.)
 
 Velhasıl yirmi sene geçince vefatından,
 Bir zaman, Ankara’da açıldı bir imtihan.
 
 Kütüphane müdürü alınacakmış meğer.
 Düşündüm: Bu, belki de bana olur müyesser.
 
 Müracaatımı yapıp, girince imtihana,
 Arabi bir kitabı verdiler o gün bana.
 
 Dediler: (Şu kitaptan, herhangi bir sahife,
 Aç oku, daha sonra çevir onu Türkçe’ye.)
 
 Ben dahi o kitaptan, rastgele bir yer açtım.
 Velakin açar açmaz, hayret ettim ve şaştım.
 
 Çünkü tam da o yerdi, tanıdım sahifeyi.
 Hatırladım yirmi yıl önceki hadiseyi.
 
 Efendi, tâ o zaman onu verip elime,
 Okutturmuştu bana, hem kelime kelime.
 
 Ben, hemen bir çırpıda okudum sahifeyi.
 Şaşırıp dediler ki: (Okuman gayet iyi.)
 
 Sonra tercüme ettim o yerleri mükemmel.
 Takdiren dediler ki: (Tercümen de çok güzel.)
 
 Kazandım imtihanı Efendi sayesinde,
 Kütüphane müdürü oldum neticesinde.
 
 İmtihandan çıkınca, eyledim bir tefekkür.
 Kendimi tutamayıp, ağladım hüngür hüngür.
 
 |