Gönül Sultanları.com >  1001 Güzel Menkîbe > Vakit kıymetli, onu verip ne alıyoruz > Hakkımı alın ondan!
Hakkımı alın ondan!
Bir gün, Mekke’ye bir yabancı gelmiş ve bir deve satmıştı Ebu Cehile.
Ama bir türlü parasını alamıyordu.

Kâbe yanına gidip, yalvardı müşriklere:
- Ne olur hakkımı alın ondan.

Alaya aldılar adamcağızı.
Ona, Peygamber efendimiz aleyhisselamın evini gösterdiler:

- Bak, şu evi görüyor musun?
- Evet.

- İşte o eve git. O halleder senin işini.

Bir yandan da sinsi sinsi gülüyorlardı.

Garip, bir ümitle gitti o kapıya.
Efendimiz aleyhisselam açtılar:
- Buyurun kardeşim.

- Şey, ben buraların yabancısıyım. Ebu Cehil diye birine deve sattım. Paramı vermiyor. “Senin işini ancak O halleder” diye beni size gönderdiler. Bana yardım eder misiniz?

Resulullah efendimiz aleyhisselam;
- Peki, bekle, buyurdular.

Ve birlikte gidip çaldılar kapıyı.
Ebu Cehil, karşısında Resulullah efendimizi görünce titremeye başladı:
- Buyur ya Muhammed! Bir emrin mi var?

Efendimiz aleyhisselam, büyük bir vakarla cevap verdiler:
- Evet. Ver şu garibin hakkını!

Ebu Cehil korkudan kekeledi:
- De..derhal. Hemen getiriyorum.

Koşup parayı getirdi ve;
- Buyur kardeşim, dedi. Kusura bakma.

Adamın işi hallolmuştu.
Dönüp giderken teşekkür etti Efendimiz aleyhisselama.

Sonra Kâbe yanına gelip müşriklere de teşekkür edip;
- Size minnettarım, dedi.

Müşrikler hayret içinde sordular:
- Ne? Yoksa aldın mı paranı?
- Evet. Hem de hiç zahmetsiz.

- Doğru mu söylüyorsun?
- Evet. Niçin şaşırdınız?

Bir müddet sonra Ebu Cehil geldi oraya.

Duyduklarımız doğru mu?

Merakla ona döndüler:
- Ya Eba Cehil! Duyduklarımız doğru mu?
- Evet, maalesef doğru.

- Parayı verdin yani?
- Evet.

- Hem de Muhammed’in sözüyle?
- Evet.

Hayretle birbirlerine bakıştılar:
- Sen neler söylüyorsun ya Eba Cehil?

Ebu Cehil, ellerini çaresizce iki yana açtı.
- Mecbur kaldım arkadaşlar.

- Nasıl mecbur kaldın?
- Muhammed’in yanında korkunç bir canavar vardı.

- Canavar mı dedin?
- Evet, vermeseydim parçalayacaktı beni.

www.gonulsultanlari.com