Gönül Sultanları.com >  1001 Güzel Menkîbe > Vakit kıymetli, onu verip ne alıyoruz > Müslüman olun!
Müslüman olun!
Hazret-i Ömer “radıyallahü anh” halife iken, İran taraflarından bir grup Müslüman huzuruna gelip arzettiler:
- Ey halife! İranlı eşkıyalar yol kesip, Müslümanlara zulüm yapıyorlar.

Hazret-i Ömer hiddetlenip;
- Öyle mi? Pekala! dedi.

Ve derhal asker gönderdi oraya.

İslam askeri, düşmana ilk teklifi yaptılar:
- Müslüman olun!
- Hayır, Müslüman olmayız.

- Öyleyse cizye verin!
- Cizye de vermeyiz.

Artık vebal kalmamıştı.
Kuvvetli bir savaşa tutuştular.

Allah’ın yardımıyle zafer kazanıldı.
Ve hesapsız ganimet alındı küffârdan.

Mallar içinde, bir kutu vardı ki, “İnci” ve “Mücevher”le doluydu içi.

Başkumandan, onu bir ere verip emretti:
- Al bunu, Halifeye götür!
- Baş üstüne efendim.

- Sorarsa, hediyedir dersin!
- Peki efendim.

Ve yola çıkıp Medine’ye vardı o er.
O geldiğinde, Halife hazretleri ziyafet veriyordu fakirlere.

Üstelik bizzat kendisi dağıtıyordu yemekleri.
Yemek bitince, eri yanına çağırıp sordu:

- Kim gönderdi seni?
- Başkumandan Mesleme gönderdi efendim.

Koluna girip evine götürdü.
İçerde, tek minderle bir kilimden başka sergi yoktu.

Eri mindere oturttu, kendisi kilime.
Az sonra sofra geldi ortaya.

Üzerinde üç şey vardı yalnız.
Zeytinyağı, tuz ve ekmek.

Yemekten sonra, er çıkardı cebinden kutuyu ve arzetti.

Hazret-i Ömer sordu:
- Nedir bu?
- Kumandanım size gönderdi efendim.

Alıp açtı.
İnci ve mücevherleri görünce benzi attı hazret-i Ömer’in:

- Bunu niçin gönderdi bana?
- Hediye olarak efendim.

Halife hazretleri başladı ağlamaya ve;
- Hak teâlâ Ömer’e bu kadar nesneler verdi. Yine de gözü ve karnı doymadı da bununla mı doyacak, buyurdu.

Ve ekledi:
- Bu kutuyu çabuk Mesleme’ye götür ve de ki, bir daha böyle bir şey yapmasın. Mücahitlerin nasibini kimseye göndermesin. Bu cevahirleri satsın, Müslümanlara dağıtsın. Çabuk git. Eğer dağılmış iseler, Mesleme’ye bir iş ederim ki, Müslümanlara ibret olur.
Er dedi ki:
- Efendim tecil eyleseniz. Benim bineceğim yok, gidinceye kadar geç olur.
Bunun üzerine Halife hazretleri emretti.
Sadaka develerinden iki deve getirdiler.

Onları bu ere verip;
- Bu develere nöbetle binerek, oraya var. Senden daha müstahak ve daha fakir bir kişi bulup, bu develeri ona ver. Haydi, çık yola, buyurdu. Er de acele Medine’den çıktı.
Ve hiç mola vermeden o makama erişti.

Kutuyu Mesleme’ye verdi.
Durumu söyledi.

Mesleme de o cevherleri “otuzbin altın”a satıp, orada bulunan gazilere bölüştürdü.

www.gonulsultanlari.com