Mısır’da yaşayan Evliyadan Ali bin Şihab hazretleri "rahmetullahi aleyh", bir gün “İman etme”nin faziletini anlatırken; 
- Cenâb-ı Hak bu “İman”ın mükafatını Cennette verecek, buyurdu. 
 
Dinleyenler; 
- Neden efendim? dediler. 
- Çünkü bu mükafat o kadar büyüktür ki, bu dünyanın kapasitesi buna müsait değildir. 
 
- Cennet müsait midir efendim? 
- Evet. Biz Cennete girip de oradaki akıl almaz nimetlere kavuştuğumuz zaman “İman”ın kıymetini anlayacağız ancak. 
 
- Bir misal verseniz efendim. 
- Mesela, Cehennemden en son çıkacak olan mümine, on dünya büyüklüğünde Cennette yer verilecek, buyurdu. 
 
Ve ekledi: 
- Diğer müminlerin kavuşacağı nimetleri siz düşünün artık. 
 
İyi yüzücü olsanız da... 
 
Bir gün de, mahallenin esnafıyla sohbet ediyordu ki; 
- Kardeşlerim, bir kimse ne kadar iyi yüzücü olursa olsun, okyanusu yüzerek geçebilir mi? diye sordu. 
 
Cevaben; 
- Tabii ki geçemez efendim, dediler. 
 
- Kayıkla geçebilir mi? 
- Kayıkla da geçemez efendim. 
 
- Peki geçmeye çalışırsa ne olur? 
- Bir fırtına çıksa, kayık devrilir, köpek balıklarına yem olur. 
 
- Demek ki mutlaka bir gemiye binmek lazım, öyle değil mi? 
- Evet efendim. 
 
Buyurdu ki: 
- İşte ahiret yolculuğu da aynen bunun gibidir. Yani insan, bir rehberi olmadan, sırf kendi aklı, kendi düşüncesiyle Cennete varamaz. Bir rehber şart. 
 
Sordular: 
- Bu rehber kimdir efendim? 
- Cennet yolunun rehberi, “Ehl-i sünnet alimleri”dir. Onlar yoksa, “Onların kitapları”dır. O yüksek alimlerin kitaplarını okuyan da selametle Cennete varır. 
 
 
Su-i zan büyük günah 
 
Bir gün de bazı sevdikleri bu zata gelip; 
- Bize “Su-i zan”dan bahseder misiniz, dediler. 
 
Cevap olarak; 
- Su-i zan, en tehlikeli günahlardandır, buyurdu. Çünkü su-i zannın tövbesi olmaz. 
 
Sordular: 
- Neden efendim? 
 
- Çünkü insan, su-i zan ettiğini bilmez, buyurdu. Bilmediği için de tövbe etmez. Tövbe edilmeyen günahın cezası ise, “Cehennem ateşi”dir, Allah korusun.
   |