Gönül Sultanları.com >  1001 Güzel Menkîbe > İki şeyi unut, iki şeyi de hiç unutma > Ümmetini hesaba getir!
Ümmetini hesaba getir!
Anadolu’da yetişen büyük alimlerden Seyyid Ahmet Mekki Efendi hazretlerine "rahmetullahi aleyh", bir gün bazı gençler gelip;
- Efendim, bize “Peygamber efendimiz”den bahseder misiniz, diye ricada bulundular.

Onlara şunu anlattı:

Kıyamet gününde, Peygamber efendimiz ümmetinin önünde dururken Hak teâlâ hazretleri;
- “Ey Habibim! Ümmetini hesaba getir!” diye emreder.

Efendimiz aleyhisselam, ümmetinin alimlerini, salihlerini,
şehit ve velilerini ileri sürer.

Zalimler nerde?

Hak teâlâ;
- “Ey Habibim! Ümmetin bu kadar mı?” diye sorar. “Sen itaat edenleri getirdin, asiler hani? Alimleri getirdin, zalimler hani? Bunlar, namaz kılanlar, kılmayanlar hani?”

Efendimiz aleyhisselam büker boynunu:
- Ya Rabbi! Buyurduğun gibidir. Lakin onlar, halisane olarak sana iman ettiler. Asla puta tapmayıp sana şirk koşmadılar. Hiç küfre bulaşmadılar. Onların günahlarını bu halis imanlarına bağışla, diye yalvarır.

Onları sevmeseydim

Rabbimiz buyurur ki:
- “Ey sevgili Habibim! Senin ümmetinin hepsine şefkatim pek çoktur benim. Ben onları sevmiş, kendime muhatap eylemişim. Onları hesaba çekmem bundandır. Onlarla söyleşmeyi seviyor, bu sebeple hesaba çağırıyorum. Yoksa, hiç hesapsız Cennete koyardım hepsini”.

Veren, aziz olur

Bir gün de;
- Mümin, her türlü ihtiyacını Rabbine arz etmelidir, buyurdu. Çünkü ihtiyacını Allahü teâlâya arzetmek, Ondan istemek, iftihar, kullardan istemek ise yüzkarasıdır. Mümin, almayı değil, vermeyi düşünür. Vermekten zevk alır. Dinimiz, vermek dinidir.

Ve ilave etti:
- Veren aziz olur, alansa zelil.

Şöyle devam etti:
- Peygamber efendimiz; “Hastalarınızı sadaka vererek tedavi ediniz!” buyuruyor. İnsanın imanı kemale erdikçe, vermesi çoğalır. Verecek bir şeyi yoksa bile, hiç olmazsa tebessüm eder, güler yüz gösterir. Kimsenin kalbini kırmaz. Kul hakkından korkar. Ağzından çıkana dikkat eder. Günaha girerim diye titrer adeta.

www.gonulsultanlari.com