Gönül Sultanları.com >  1001 Güzel Menkîbe > Yolcu olan yanına ne alır? > Ebu Cehil’i tanır mısınız?
Ebu Cehil’i tanır mısınız?
Muhacir sahabilerden Abdurrahman bin Avf hazretleri “radıyallahü anh”, yaşlı haline rağmen Bedir cengine katılmıştı.

İki taraf yerlerini almış, birazdan tarihin en mühim ve anlamlı cengi başlayacaktı.
O ara, Medineli iki delikanlı yanaştı bu gün görmüş ihtiyarın yanına.
- Amca, bakar mısınız!
- Buyurun evlatlar.

- Siz, Ebu Cehili tanırsınız herhalde?
- Tabii, tanıyorum.

Gençler heyecan yüklüydüler.
- Onu bize gösterir misiniz?
- Olur, ama niçin?

- Onunla bir hesabımız var da bugün.
- Onunla hepimizin hesabı var.

- Ama biz yemin ettik amca.
- Ne yemini ettiniz?

- Duyduk ki, Peygamber efendimiz aleyhisselamı çok üzmüş bu alçak. İşte biz yemin ettik ki, onu öldürmeden ayrılmayalım cenk yerinden. Ya o ölmeli, ya da biz.

Gençlerin bu sözleri ihtiyar sahabinin çok hoşuna gitti.

Gözüyle düşman saflarını taradıktan sonra, eliyle işaret etti.
- İşte ey civanlar, Ebu Cehil, düşman safları arasında ileri geri dolaşıp, kâfirlere bir şeyler söyleyen iri gövdeli, kara kuru adamdır, gördünüz mü?

Gençler, başlarıyla “Evet” işareti yapıp, kartal bakışlarını onda sabitleyerek;
- Onun işi, inşallah bugün tamamdır! diye mırıldandılar.

Sonra ikisinin de eli hızla kılıçlarına gitti.
Elleri kabzalarda, gözleri o Allah düşmanında olarak sabırsızlıkla hücum emrini beklemeye koyuldular.

Kimdi bu gençler?

İyi de kimdi bu gençler?
Bunlar, Afra hatunun iki oğlu “Muaz” ve “Muavvez” kardeşlerdi “radıyallahü teâlâ anhüma”.

Ve Efendimiz aleyhisselam harbi başlattılar:
- Hücuuum!

Bir anda, sert bir yaydan fırlayan ok misali yerlerinden kopan gençler, birer “Şahin” gibi yüzlerce kâfirin üzerinden aşarak hedeflerine ulaştılar.

Önce, Muaz, sokuldu koca kâfire.

Kılıcını şimşek gibi kaldırıp, şiddetle çaldı bacağına.
Dengesini kaybeden Ebu Cehil, deveden aşağı yuvarlandı.

İki kardeş Ebu Cehil’in üzerine çullanıp, cansız düşene kadar kılıç vurdular.

İşte tam bu sırada Resulullah efendimiz;
- “Ebu Cehilin halini bilen var mı?” diye sordular eshaba.

Bir kaç sahabi, bunu öğrenmek için hemen harp meydanına koştular.
Yetmiş kadar kâfir ölüsü arasında, Ebu Cehil’in leşini arayacaklardı.

O vakit Ebu Cehil’in Cehennemlik bedeni, “Muaz” ve “Muavvez” kardeşlerin şerefli kılıçlarıyla kanlara bulanmış olarak, yerde can çekişiyordu.

www.gonulsultanlari.com