Gönül Sultanları.com >  1001 Güzel Menkîbe > Bir zaman bizi azcık sevmişti > Birkaç nefes de ben çekebilir miyim?
Birkaç nefes de ben çekebilir miyim?
Seyyid Fehim Arvasi hazretleri ”kuddise sirruh“, büyük alim ve evliya idi.
Her ilimde, sanki bir derya idi.

Bunu ispat eden çok hadise var.
Birini arzedelim:

Seyyid Taha hazretlerinin oğlu Seyyid Ubeydullah, ömre yapmak istedi bir zaman.
Ve “Bu yolculukta, yanımda derin ilmi olan bir alim olmalı. Bu, olsa olsa Seyyid Fehim olabilir” diye geçirdi içinden.

Gidip ısrarla teklif etti hemen.
Kabul edince yola çıktılar.

Sultan Abdülhamid Han, misafir etti onları.
Oniki gün sarayda kalıp, tekrar yola çıktılar.
Sultan, Haydarpaşa’ya kadar uğurladı bizzat.

Mısır’da mola verdiler.
Ve sonra Cami-ül ezher medresesine gittiler.

Seyyid Fehim hazretleri, hizmetlerinde bulunan Hacı Ömer Efendiyle birlikte Câmi-ül-Ezher Medresesinde bir odaya girdiler.

Bu odada oturan bir âlim, bir konuda etrafındaki kitaplara bakıyor, fakat önündeki kağıda bir şey yazamıyordu.

Seyyid Fehim hazretleri, kağıtta olan yazıyı bir defada okuyup ezberledi.
Çünkü bir defa okuduğu yazıyı ezberlemek onun hususiyetlerindendi.

Âlim kimse başını kaldırıp;
- Sizin okumanız var mıdır? diye sordu.

Seyyid Fehim hazretleri;
- Bir miktar meşgul oldum, buyurdu.

- Siz bu kağıttaki yazının manasını bilir misiniz?
- Evet, bilirim.

Âlim çok şaşırıp;
- Hayret! Câmiü'l-Ezher Medresesi (Üniversitesi) bütün şubeleri (fakülteleri) ile bir haftadan beri bu meselenin halli için tatil edildi. Reisü'l-ulema başta olmak üzere bütün âlimler gece-gündüz çalışmaktadır. Bu yazının mânâ ve mefhumunu anlamaktan aciz kaldı, dedi.

Seyyid Fehim hazretleri;
- Bu, basit bir meseledir, buyurdu

Ve o meseleyi izah etti.

Hayretler vâdisinde dolaşan âlim, saygıyla kalkıp elini öptükten sonra, hemen kağıt kalem alıp, Fehim-i Arvasi hazretlerinin izahını yazdı.

Adresini alarak tekrar ellerini öptü ve ayrıldı.
Seyyid Fehim hazretleri de Hacı Ömer Efendiyle birlikte kiraladıkları eve döndüler. Bir müddet sonra Câmiu'l-Ezher Medresesi Reisü'l-ulemâsının (rektörü) gönderdiği dört âlim çıkageldi ve;
- Efendim, Reisü'l-ulemâmız, sizi Câmiu'l-Ezhere davet ediyor, dediler.

Seyyid Fehim hazretleri;
- Peki gelirim, buyurdu.

Ve gittiler.

Büyük bir salonda Reisü'l-ulemâ başta olmak üzere beş yüze yakın âlim büyük bir saygı ile kendisini karşıladılar.

Seyyid Fehim hazretleriyle Reisü'l-ulemâ yan yana oturdular.

Sohbet başladı.
Reisü'l-ulemâ, Seyyid Fehim hazretlerine;
- Efendi hazretleri! Tam istenen şekilde açıkladığınız mesele, Câmiü'l-Ezherce müşkil ve mânâsı anlaşılamayan bir mesele hâline gelmişti. Cenâb-ı Hakkın yardımıyla bu müşkilâttan bizleri kurtardınız. Câmiü'l-Ezher size sonsuz şükrân borçludur, dedi. Birçok müşkil meselelerin halledildiği sualli cevaplı sohbet, saatlerce devam etti.

Bu sırada Seyyid Fehim hazretleri, Hacı Ömer Efendiye;
- Tütün çubuğunu doldur ve yak, buyurdu.

Ve o çubuktan birkaç nefes çekip yerine koydu.
Reisü'l-ulemâ, Seyyid Fehim hazretlerinden müsaade isteyip;
- Birkaç nefes de ben çekebilir miyim? dedi.

Seyyid Fehim hazretleri;
- Tabii, buyurdu.

Birkaç nefes de Reisü'l-ulemâ çekti.

Fakat salondaki âlimler arasında fısıltılar başladı.
İki âlim gelerek Reisü'l-ulemâ'ya;
- Efendim, tütün içmenin kesin haram olduğuna dair dört fetva vermiştiniz. Şimdi içiyorsunuz, hikmeti nedir? diye sordular.

Cevabında;
- Yemin ederim ki, bizim ilmimiz bu zatın ilmi yanında denizde bir damla gibidir. Verâ ve takvamız da bu zatın verâ ve takvâsı yanında yok gibidir. Bu zata uyarak bugünden sonra tütün içeceğim, dedi.

Ve ekledi:
- Demek ki yanılmışım. Haram değilmiş. Haram ve günah olsaydı, bu zat ağzına koyar mıydı?

Ayrıca;
- Siz serbestsiniz. Benden haram olduğunu duyan herkese haram olmadığını duyurunuz, dedi.


www.gonulsultanlari.com